17 Aralık’ın tahlili

Yapı Kredi Baş Ekonomisti Cevdet Akçay’a göre: “17 Aralık operasyonları sonrasında Türkiye’nin yabancı yatırımlar açısından imajı, son 15 yılda olmadığı kadar kötü bir hal aldı.” 2014 için tahmin edilen büyüme beklenenin altında olacaktır. Tüm alış veriş merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu “Büyümeyi sonraya erteleyeceğiz” açıklaması yapmıştır. 
Ankara Siyasal ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi kirli operasyonu tahlil etti. “Siyasi mühendislikle ekonomi çökertilmek isteniyor.” Sonucuna vardı. Devlet ortak kabul etmez. HSYK Meclisten daha güçlü değildir. “Kuruldaki bazı yetkilerin Adalet Bakanlığınca verilmesiyle ilgili düzenleme anayasaya uygundur.” HSYK daki güç ve yetki Mecliste bile yoktur. Devlet sistemi içinde iki başlılık olmaz. 
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a göre İran’la ticarette Halk Bank devam edecek. Kuzey Irak’ta Halk Bankası ısrarı devam ediyor. MÜSİAD 2014’te daha fazla yatırım yapacaktır. 17 Aralık- 27 Aralık arasında 300 milyon dolarlık hisse senedi satıldı. 270 milyon dolarlık alış yapıldı. 300 milyon dolar çıktı. 270 milyon dolar giriş oldu. Ali Babacan “İş başındayız. Kontrol hükümette demiştir.” İran ile ticarette ambargo “barter” ile aşılacak. Japonlar Türk ortak arıyor. Çarklar hızlı dönüyor. İşte bu olumlu tabloya zarar vermek istediler. Ve yolsuzluk maskesi ile darbe yapıldı. Deniz Baykal’ın temasları olumlu ve ülke yararınadır. Mehmet Şimşek’e göre “Faizler yükselirse dengeler bozulur” Borsa, dolar ve faiz üçgeninde zararlar milyarlarca doları bulmuştur. 
Tanzimattan bu yana ülkeyi sömüren “Baronlar” her dikta rejimin, vesayet sisteminin arkasında olmuştur. Baronlar askeri vesayeti yapamayınca yargı vesayetini denediler. Ve ülkeye savaş tahribatı kadar zarar verdiler. Darbeciler Tır olayı ile Türkiye’yi anarşiyi destekleyen ülke durumuna getirmek istediler. Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e göre “Askeri vesayet bitti. Yeni vesayet peşindeler” Tır vakasının, Suriyeli insan hakları örgütlerinin Türkiye’yi “El Kaide”yi desteklediği iddiasıyla Birleşmiş Milletlere şikayet etmeye hazırlandığı sırada meydana gelmesi tesadüf değildir. Tır Türkmenlere gidiyordu. Demokrasilerde sandık “Seçim” olmazsa olmaz bir kaidedir. Savcının Hatay’daki tıra müdahale hakkı yoktur. Viyana’dan çıkan ve Balkanlarda katılımlarla yüzlerce araç Milli iradeye ve Başbakan Erdoğan’a destek gayelidir. Vesayet varsa devlet yoktur. 
Türkiye’de medyanın çok azı dışında tamamına yakını Tanzimattan bu yana ülkeyi sömüren Baronların uşağıdır. Ak Parti iktidarı ve Başbakana düşmanlık da ittifak halindedirler. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Hukuka önce yargı uymalı” demiştir. Yolsuzluk bahanesiyle darbe teşebbüsü küresel tezgahın piyonlarıdır. Bu darbe teşebbüsü kesinkes ülkeye zarar vermiştir. Hedef ekonomik istikrar ve siyasi istikrarı bozmak idi. Ve hedef bütün Türkiye’yi ihtiva ediyordu. Muhalefet Partileri bu hadisenin taşeronlarıdır. İnşallah oy kaybına uğrarlar. 
Başbakan Erdoğan’a göre “Devlet içine sızmış paralel devlet olma heveslisi bir örgütün neler yapabileceği millet tarafından açıkça görüldü. Bu olayın en önemli kazanımı bu… Operasyonu hayırlısıyla atlatacağız. Şer zannedersin hayır olur. Ve her olanda hayır vardır. İnşallah bu olayın sonu ülkemiz için hayırlı olacaktır…” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı soruşturma yalanına tapu ile cevap verdi. Duruşmalarda daha ne yalan çıkacak. Ama duruşmalar kasten uzatılmaktadır. Savcılar kamunun avukatıdır. Ekonomik krize sebeb olanlar kimin savcısıdır? Bazı savcılar siyaset yapmak istiyorsa emekli olup bir partiye katılsınlar. Son hadiselerle yargı inandırıcılığını kaybetti. Çok azı hariç diğer yargı mensupları tertemizdir. 
Türkiye 2013 yılında ihracatı 151 milyar 700 milyon dolar idi. Bu operasyonlarla ihracat baltalanmak istenmektedir. İhracatta Türkiye’ye giren her dolar Batı’nın kasasına kayıptır. Bu darbe teşebbüsü ile küresel yatırım kuruluşları Türkiye’ye baskı yaparak faizlerin artışını istemektedir. İzmir’deki savcılık soruşturması 3 yıl önceye aittir. Sayın savcılar neden 3 yıl beklediler. Bu iş Ak Parti adayı Binali Yıldırım’a tuzaktır. Zamanlama çok manidardır. Bazı savcı ve emniyet mensupları  devleti kemiren unsurlar gibi çalışmıştır.