Abdülkadir Muhâcir

Abdülkadir Muhâcir rahmetullahi aleyh, Kuzey Irak’ta yetişen evliyâdandır. 1796 (H.1211)’de Senendec’de doğdu 1886 (H.1304)’de Süleymâniye’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Bütün ibadetler namaz içinde toplanmıştır. Kur’ân-ı kerîm okumak, tesbîh söylemek, Resûlullaha salevât söylemek ve günâhlara istiğfâr etmek ve ihtiyaçları yalnız Allahü teâlâdan isteyerek Ona dua etmek namaz içinde toplanmıştır. Ağaçlar, otlar, namazda durur gibi dik duruyorlar. Hayvanlar, rükû hâlinde, cansızlar da namazda oturur gibi yere serilmişlerdir. Namaz kılan, bunların ibadetlerinin hepsini yapmaktadır. Namaz kılmak, miraç gecesi farz oldu. O gece, mi’râc yapmakla şereflenen, Allahın sevgili Peygamberine uymayı düşünerek namaz kılan bir Müslüman, O yüce Peygamber gibi, Allahü teâlâya yaklaştıran makamlarda yükselir. Allahü teâlâ ve Onun Peygamberi, bu ümmete merhamet ederek, büyük ihsânda bulunmuşlar, namaz kılmayı farz etmişlerdir. Namaz kılarken hâsıl olan safâ ve huzur şaşılacak şeydir. Namaz kılarken Allahü teâlâyı görmek mümkün değil ise de, görür gibi bir hâl hâsıl olmaktadır. Bu hâlin hâsıl olduğunu tasavvuf büyükleri söz birliği ile bildirmişlerdir.
İslâmiyetin başlangıcında namaz Kudüs’e karşı kılınırdı. Beyt-ül-mukaddese karşı kılmayı bırakıp, İbrâhîm aleyhisselâm’ın kıblesine dönmek emrolunduğu zamân, Medîne’deki Yahûdîler kızdılar. (Beyt-ül-mukaddese karşı kılmış olduğunuz namazlar ne olacak?) dediler. Bekara sûresinin 143’üncü âyet-i kerîmesi gelerek, (Allahü teâlâ îmânlarınızı zâyi eylemez!) meâlinde buyuruldu. Namazların karşılıksız kalmayacakları bildirildi. Namaz, îmân kelimesi ile bildirildi. Bundan anlaşılıyor ki, namazı sünnete uygun olarak kılmamak, îmânı zâyi etmek olur. Resûlullah efendimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, (Gözümün nûru ve lezzeti namazdadır) buyurdu. Bir hadîs-i şerîfte, (Yâ Bilâl! Beni râhatlandır!) buyuruldu ki, (Ey Bilâl! Ezan okuyarak ve namazın ikâmetini söyleyerek, beni rahata kavuştur) demektir.
Namazdan başka bir şeyde rahatlık arayan kimse, makbul değildir. Namazı zâyi eden, elden kaçıran, başka din işlerini daha çok kaçırır.

Comments are closed.