Abdüssamed Vâ’iz-i Sûfî

Abdüssamed Vâ’iz-i Sûfî rahmetullahi aleyh, hadîs, tasavvuf ve Şafiî fıkıh âlimidir. Bağdâd’da oturur, emr-i ma’rûf ve nehy-i münkerle meşgûl olurdu. 397 (m. 1006) yılında vefât etti. Naklettiği bazı Hadis-i şerifler:
“Üç mescidden başkasına ziyaret maksadıyla yola çıkılmaz: Mescid-i Nebevi, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksâ. ”
“Bir adam bir yere girmek için üç kere izin ister, ona izin verilmezse geri dönmelidir.”
“Hayırdan ancak hayır çıkar, hayırdan ancak hayır gelir. Hayır ancak hayır getirir, fakat hayrı hakkından alan berekete nâil olur, hayrı haksız yoldan alan bereketten mahrum olur. ”
“Kalpler dört çeşittir; temiz ve nurlu kalpler; perdeli ve karanlık kalpler; çarpık kalpler; karışık kalpler. Temiz kalpler mü’minlerin kalbidir; iman bu kalplerin çorağıdır. Perdeli ve karanlık kalpler kâfirlerin kalpleridir. Çarpık kalpler münâfıkların kalpleridir; bunlar hakkı tanır, fakat onu inkâr ederler. Karışık kalpler içinde hem iman hem nifak bulunan kalplerdir; bu kalplerde kan da var, irin de var. Bunların hangisi galebe çalarsa o kalp de, o hal ve mâhiyeti alır. ”
“Dünya yemyeşil ve tatlıdır. Cenâb-ı Hak, sizi dünyaya halife yapıyor. Sizin ne yapacağınıza bakıyor, Allah’tan sakının dünyadan korkun. İnsanların en hayırlısı, kolay kolay kızmayan, çabuk uyum sağlayandır. İnsanların en fenası çabuk kızan ve uyum sağlamayandır. Gaddarlığın en büyüğü bir yöneticinin emri altındakilere zulmetmesidir. Hakkı bilen bir kimse, sakın insanlardan korkarak ve çekinerek hakkı söylemekten çekinmesin. Cihadın en faziletlisi zâlim bir hükümdar karşısında söylenen sözdür.”
“Birtakım yöneticiler türeyecek, onların etrafını birtakım adamlar saracak, bunlar zulmedecekler, yalan söyleyecekler. Bunların yanına giren, onların yalanlarına inanan, onlara zulümlerinde yardım eden benden değildir, ben de ondan değilim. Bunlara karışmayın, bunların yalanlarına inanmayın; bunların zulümlerine yardım etmeyen kimse benden, ben de ondanım.”
“Allahtan kork, takvâya devam et, bir kimse senden bildiği bir kusurdan dolayı seni ayıplarsa, sen de bildiğin bir kusurdan dolayı onu ayıplamaya kalkışma, günâhı onun, sevâbı ise senin olur. Ve kimseye kötü söz söyleme.”
“Şeytanın, insanın gözüne çekecek sürmesi, kötü söz söyletmek için ağzına koyup yalatacağı şeyi, koklatmak için burnuna sürecek kokusu vardır. Ağzına süreceği; yalan, burnuna çektireceği; gazâb, gözüne süreceği; uykudur.”