Adağını yerine getir!

Abdülmuttalib, yıllar önce “Yâ Rabbî! Bana on oğul verirsen birini senin için kurban edeceğim” diye nezr etmişti.
Üzerinden yıllar geçti.
Nihayet on oğlu oldu.
Onların içinde de en fazla Abdullah’ı seviyordu. Çünkü Nur-u Muhammedî onun alnında parlıyordu.
*
Bir gece rüyasında “Ey Abdülmuttalib! Adağını yerine getir!” diye bir ses duydu.
Uyanıp “Bu, rahmani bir rüya” dedi.
Ve bir koç kesti.
İkinci gece yattı.
Rüyasında “Daha büyüğünü kes!” denildi kendisine.
Uyanıp bir sığır kesti.
Üçüncü gece “Daha büyüğünü kes!” denildi bu defa.
*
Merak edip sordu:
“Ondan büyüğü nedir?”
Cevaben “Hani sen ‘On oğlum olursa birini Allah için kurban edeceğim’ demiştin ya, işte o adağını yerine getir!” denildi.
Uyanınca hatırladı.
Oğullarını toplayıp “Evlatlarım! Birinizi Allah için kurban etmem gerekiyor” dedi.
Hepsi bir ağızdan “Canımız Allah yoluna feda olsun!” dediler.
*
İyi de, hangisini kurban edecekti?
Aralarında kur’a çekti.
Kur’a, Abdullah’a çıktı.
En çok sevdiği bu ciğerparesinin eline yapışıp Beytullah’a geldi.
Abdullah’ı yatırdı.
Kureyş’in ileri gelenleri toplanmış, hayret dolu bakışlarla onu seyrediyorlardı! (Devamı yarın)