Adli tatil bitiyor

Adli tatil 1 Ağustos-6 Eylül arası yapılıyor. Yıllarca devlet hizmetinde bulundum. Devletteki bu ayırımı bir türlü anlayamadım. Eskiden 20 Temmuzda başlar, 45 gün sürerdi. Devlet memurları kanuni bir zarureti varsa 45 gün izin kullanabilir. 30 gün senelik 15 gün de mazeret izni olur Yargıya ayrı uygulamayı sorup soruşturdum. Meğer iki sebebe dayanırmış: 1- 20 Temmuz-Eylül ilk haftası arasında, ülkede hasat mevsimi var. Mahkemede işi olanların hasat çalışmaları aksamasın. Köylü zarara uğramasın. Diğeri ise vatandaşın ulaşım zahmetleri imiş…
Ülkemizde Hasat mevsimi en az 6 aya yayılır. Çukurovalı mayısta hasada başlar. Böyle düşünülürse onlara hayli gadirlik olur! Doğu Anadolu’da ise hasat, eylulde başlayabilir. Eh onlara da yazık olur. Bundan 90 sene öncelerinin ulaşım imkan ve kabiliyetleri çok gerilerde kaldı. Köylü bugün tarlaya binek aracıyla gidiyor. Merkeple veya kağnıyla gitmek tarihe karıştı. Yani Adli tatil diye bütün ülkedeki yargı teşkilatını, nöbetçi bırakarak tatile göndermenin sebepleri ortadan kalkmıştır. Devlet teşkilatında vatandaşla işi olan sadece yargı değil. Silahlı kuvvetler, Orman teşkilatı, Tarım, Sanayi, Sağlık, Maliye, Gümrük ve daha bütün devlet işlerinin vatandaşla bire bir ilişkisi var. Bu daireler neden köylünün hasadına ılımlı bakmıyor! Milli Eğitim denirse, orada önemli obje öğrencidir. Dünyanın her yerinde eğitim özelliklidir. Düşünün bir askeri tatil, Maliye tatili olsa, neler olur…
Adli tatilin bir başka yüzü daha var. Her ne kadar 40 gün ise de, sürmekte olan davaların talikinde, en az üç ay süreci geciktirebilir. Halbuki adalet dağıtımının gecikmesinin büyük zarar ve sakıncaları var. Vaktinde dağıtılmayan adalet, adalet değildir. Bir de tatil bitimindeki açılış törenleri var ya! Adalet kapatılmadı ki açılsın. Nöbetçi mahkemelerin devam ettiği dönemde, neyin açılışı. Hele açılış konuşmaları hep sıkıntı meydana getirir. Açılış konuşmasını yapan yüksek yargı başkanı, yargının problemleri hariç neredeyse her konuya değinir. Hükümetleri acı acı eleştirir. Amirane bir hava olur. Sanki halka, “bu ülkede benim sözüme herkes kulak vermeli” Diskur çekilir gibi. Halen Adliyelerimizin iskan meselesi, dünyaya örnek olacak şekilde çözüldü. Özlük hakları olabildiğince düzeldi. Artık bir yargıcın nerede olursa olsun; cüzdan-vicdan yakınmasını duymamalıyız.
Bütün okuyucularımın, dinleyici ve seyircilerimin mübarek bayramlarını candan tebrik ederim…