Affetti kölesini…

Bir gün bâzı sevdikleri Zeynelâbidîn Alî hazretlerini ziyâretine gelmişlerdi.
Derhal kölesine;
“Misâfirlerimize yemek getir!” diye seslendi
Mutfak, alt kattaydı.
Köle, sofra elinde merdivenden çıkarken, yemek dolu sofra kaydı elinden. Altta oynayan küçük oğlunun üzerine düştü ve çok sevdiği çocuğu vefât etti.
Köle, korkudan titriyor ve nasıl bir cezâ vereceğini düşünüyordu ki;
“Korkma! Seni affettim” buyurdu.
Peşinden âzâd etti kendisini.
Yavrusunun teçhiz ve tekfinini kendi eliyle yapıp, gözyaşları içinde defnetti kabrine.

ŞAŞARIM!..
Bir gün kibir hakkında;
“Kibirliye şaşıyorum. Zîrâ kibredecek nesi vardır ki? Önce bir damla su idi, sonunda bir avuç toprak olacak” buyurdu.
Yine buyurdu ki:
“Şu kimselere de şaşarım ki, toprağa koydukları bir çekirdeğin, az zaman sonra koca bir ağaç olduğunu görürler de, ‘bu nasıl oluyor?’ diye hiç düşünmezler” buyurdu.

ÖLÜM VAR!..
Bir gün de şunu anlattı:
Bir velîyi vefâtından sonra görüp;
“Dünyaya geri dönmek ister misiniz efendim?” diye sordular.
O zat cevâbında;
“Tek şey için isterim” buyurdu.
“O nedir?” dediler.
“Ayağıma demirden bir ayakkabı giyer, elime bastonumu alır, bütün dünyayı kapı kapı dolaşırım. Kapıya çıkanlara;
“Ey insanlar uyanın! Ölüm var, âhiret var. Orada her işinizden ince ince hesap var! derim” buyurdu.