AFGANİSTANLI ÂLİM Şemsüddîn Muhammed Râzî

Şemsüddîn Muhammed Râzî hazretleri Şafiî fıkıh âlimidir. 767’de (m. 1365) Afganistan’da Herat’­ta doğdu. Sadeddin Teftâzânî ve Seyyid Şerîf Cürcânî’nin talebesidir. Tahsilini tamamlayıp Kudüs’e, sonra Kahire’ye gitti. Önce Hanefi iken, o memleketler Şâfiî olduğu için bu mezhebe geçti. Tekrar Kudüs’e dönerek 829’da (m. 1426) Kudüs’te vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Âlimler, erkekler için kabirlerin ziyâretinin müstehab olduğunda icmâ etmişlerdir. Bunu bildirenlerden birisi de, Ebû Zekeriyyâ Nevevî’dir. Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) kabr-i şerîfini ziyâret husûsunda, erkek ile kadın arasında fark yoktur.
Resûlullah efendimizin kabr-i şerîflerinin dışındaki kabirlerin ziyâretine gelince, erkeklere müstehab olduğunda icmâ vardır. Kadınlara gelince, Şafiî mezhebine göre burada dört şekil vardır. Birincisi ve en meşhuru; kadının, Resûlullah efendimizin kabr-i şerîfinden başkasını ziyâret etmesi mekrûhtur. Âlimlerin ekserisi, bundan başkasını zikretmemişlerdir. İkincisi; caiz olmadığıdır. Üçüncüsü; ne müstehabdır ne mekruhtur. Bilakis mübahtır. Dördüncüsü; kadınların âdetleri olduğu üzere, geçmiş hâtıralarını sayıp inleyerek üzülmek ve ağlamak için olursa, haramdır. Böyle bir şey olmadan, sadece ibret almak için ise mekruhtur. Ancak kadın yaşlı ise mekruh olmaz.
Kabirleri ziyâret birkaç kısımdır.
Birinci kısım: Sâdece ölümü ve âhıreti hatırlamak için olur. Bunda, sahiplerini tanımadan sâdece kabirleri görmek kâfidir. Burada, onlar için af ve mağfiret dilemekten başka bir maksat yoktur. Bu ise müstehabdır. Çünkü Resûlullah efendimiz;
“Kabirleri ziyâret ediniz! Bu ziyâretler, sizlere âhıret gününü hatırlatır” buyurdu.
İkinci kısım: Kabirlerin sahiplerine duâ etmek için ziyâret etmektir. Bu, her Müslüman için müstehabdır.
Üçüncü kısım: Hayır ve salah sahibi kimselerden olan kabir sahiplerinden bereketlenmek için olur.
Dördüncü kısım: Kabir sahibinin hakkını eda etmek için olur. Bir kimsede başkasının hakkı varsa, o kimsenin, o hakkı olan şahsa hem sağlığında hem de vefâtından sonra iyilik yapması gerekir. Vefâtından sonra o şahsın kabrini ziyâret etmek bu iyiliklerdendir.