Ahlâkınızı iyileştiriniz!..

İnsanın sûretine, şekline beden, kalbindeki kuvvete, huya ise, hulk denir. Kötü huy, kalbin hastalıklarıdır. Bunların tedâvîleri güçtür. İlâçlarını iyi bilmek ve iyi kullanmak lâzımdır. Huy, kalbdeki meleke ve kalbdeki arzû, hâl demektir. İnsanın itikâdı, sözleri, hareketleri, hep bu kuvvetten hâsıl olmakdadır. İnsanın istekli hareketleri, huyunun eserleridir.
Ahlâkı değiştirmek, kötüsünü yok edip, yerine iyisini getirmek mümkündür. Hadîs-i şerîfte;
(Ahlâkınızı iyileştiriniz!) buyuruldu.
İslâmiyyet mümkün olmayan şeyi emretmez. Tecrübeler de, böyle olduğunu göstermektedir. İnsanların, ahlâklarını değiştirme istidatları, kabiliyetleri aynı değildir.
Kötü huyların hepsi için müşterek ilâç, hastalığı, zararını, sebebini, zıddını ve ilâcın faydasını bilmektir. Sonra, bu hastalığı kendinde teşhîs etmek, aramak, bulmak gelir. Bu teşhîsi kendisi yapar yâhut bir âlimin, rehberin bildirmesi ile anlar. Mü’min, mü’minin aynasıdır. İnsan kendi kusûrlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusûrunu öğrenir. Sâdık olan dost, onu tehlikelerden, korkulardan muhâfaza eden kimsedir.

“SENİ DOST EDİNDİM”
Düşmanlarının kendisine karşı kullandıkları kelimeler de, insana ayıplarını tanıtmaya yarar. Çünkü düşman, insanın ayıplarını arayıp, yüzüne çarpar. İyi arkadaşlar ise, insanın ayıplarını pek görmezler. Birisi İbrâhîm Edhem hazretlerine, ayıbını, kusûrunu bildirmesi için yalvarınca;
“Seni dost edindim. Her hâlin, hareketlerin, bana güzel görünüyor. Ayıbını başkalarına sor” buyurmuştur.
Başkasında bir ayıp, kusûr görünce, bunu kendinde aramak, kendinde bulursa, bundan kurtulmaya çalışmak da, kötü huyların ilâçlarındandır. Zira hadis-i şerifte;
(Mü’min mü’minin aynasıdır) buyurulmuştur. Yani başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görür. İsâ aleyhisselâma;
-Bu güzel ahlâkını kimden öğrendin dediklerinde;
-Bir kimseden öğrenmedim. İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen huylarından sakındım. Beğendiklerimi ben de yaptım buyurmuştur. Lokman Hakîm hazretlerine;
-Edebi kimden öğrendin dediklerinde;
-Edebsizden! cevabını vermiştir.
Ebû Bekir Verrâk hazretleri;
“Kötü huydan, haramdan sakınır gibi sakınınız” buyurmuştur.
Eshâb-ı kirâmın, İslâm âlimlerinin, evliyânın hayâtlarını okumak da, iyi huylu olmaya sebep olur.
Kendinde kötü huy bulunan kimse, buna yakalanmanın sebebini araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıddını yapmaya çalışmalıdır. Kötü huydan kurtulmak, bunun zıddını yapmak için çok uğraşmak lâzımdır. Zira insanın alıştığı şeyden kurtulması zordur. Çünkü kötü şeyler, nefse tatlı gelir.

AHLÂK BULAŞICIDIR!..
İnsanın, kötü şey yapınca, arkasından nefse güç gelen şey yapmayı âdet edinmesi de, faydalı bir ilâçtır. Meselâ, bir kötülük yaparsam, şu kadar sadaka vereceğim veyâ oruç tutacağım, gece namâzları kılacağım diye yemîn etmelidir. Nefis, bu güç şeyleri yapmamak için, onlara sebep olan kötü âdetini yapmaz. Kötü ahlâkın zararlarını okumak, işitmek de, faydalı ilâçtır.
Netice olarak, iyi huylu olmak, iyi ahlâkını muhâfaza edebilmek için, sâlih kimselerle, iyi huylularla arkadaşlık etmelidir. İnsanın ahlâkı, arkadaşının huyu gibi olur. Ahlâk, hastalık gibi sâridir, bulaşıcıdır. Kötü huylu ile arkadaşlık etmemelidir. Hadîs-i şerîfte:
(İnsanın dîni, arkadaşının dîni gibi olur) buyuruldu.
Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmaktan ve münâkaşa etmekten sakınmalıdır. İlim öğrenmeli ve faydalı işler yapmalıdır. Ahlâkı bozan, şehveti harekete getiren kitâpları, dergileri okumamalı, böyle yayınlardan sakınmalıdır. İyi huyların faydaları, harâmların zararları ve Cehennemdeki azâbları, hep hâtırlanmalıdır. Her Müslümân, kalbinden bütün kötü huyları çıkarıp, iyi ahlâkı yerleştirmelidir. Birkaçını çıkarıp, birkaçını yerleştirmekle, insan güzel huylu olmaz. Kötü huyların neler olduğunu öğrenip sakınan ve bunların zıtlarını yapan kimse, güzel ahlâklı olur. Peygamber efendimiz;
(Güzel ahlâkı tamamlamak, yerleştirmek için gönderildim) buyurmuştur.

Comments are closed.