Aklım iyice karışmış iken

Ben üniversite mezunu birisiyim. Öğrencilik hayatım boyunca bazı dini dernek ve cemaatlerin arasına katıldım. Hepsi bir şekilde kendi açılarından dini anlatıyor, kendi anlattıklarının doğru olduğuna hem kendileri inanıyor hem de benim gibi kendilerine gelenleri inandırmak için samimi gayret gösteriyorlardı.
Ama yaptıkları bu uzun anlatmalar her defasında kafamın karışmasına sebep oluyordu.
Bir gün ismi önemli değil, bir arkadaşımın evine gittim. Orada namaz kıldık. Hiç bizim dedelerimizden gördüğümüz şekilde değildi.
Hayret ettim:
-Arkadaş, dedelerimizden böyle namaz kılana hiç rastlamadım.
-Sen bize güven, doğru olan bu, dediler.
Hiç inandırıcı gelmedi. Çünkü rahmetli dedemi benim kadar bilecek değillerdi ya… Dedem öyle dinine diyanetine bağlı bir insandı ki… Beş vakit namazı cemaatle kılardı. Kur’an-ı kerimi elinden düşürmezdi. Abdestsiz gezmeyen bir samimi mümindi.
Dedem rahmetlik oldu. Şimdi bu arkadaşların söyledikleri doğru ise rahmetli dedem bir ömür hep yanlış mı yapmıştı?
Bir gün okul çıkışı Hurşit isimli başka arkadaşımla ikamet ettiği evine gittik. Baktım oradaki arkadaşlar daha farklı ibadet ediyorlar. Dedim bu gençlere ne oluyor böyle? Kim değiştiriyor bunları?
Yine bir yaz günü yurt dışından amcaoğlum geldi. Sohbet ettik, konuştuk biraz bu meselelerden… Onun anlattıklarıyla kafam hepten allak bullak oldu. Baktım o da tamamen farklı bir din anlatıyor İslamiyet adına…
Aklım iyice karışmıştı… Yatsı namazını henüz kılmamıştım… Geçtim odaya… Dedemden öğrendiğim şekliyle namazımı kıldım. Açtım ellerimi dedemin açtığı gibi:
“Ya Rabbi, her şeyin doğrusunu sen biliyorsun.” diyerek ellerimi yüzüme sürdüm. Seccademi katlayıp dolaba koyarken orada bir gazete dikkatimi çekti.
Şöyle biraz bakarken o zaman “İnsan ve Toplum” diye yazan sayfaya geldim. Eski tarihli bir gazeteydi. O güne ait bile değildi. Orada Mehmet Ali Demirbaş o gün şu yazıyı yazmıştı:
“Ya Rabbi! Doğruyu bize doğru olarak göster ve ona uymayı bize nasip et ve yanlış, bozuk olan şeylerin yanlış olduklarını bize göster ve onlardan sakınmamızı nasip et! İnsanların en üstünü hürmetine bu duamızı kabul buyur…”
Çok hoşuma gitti. Ben de böyle dua ettim. Ardından bu gazeteyi almaya başladım. Sonrası adım adım geldi çok şükür… Tam İlmihal Seadeti Ebediyye, Mektubat ve diğer setlerin hepsini tamamladım. Hamdolsun, burada anlatılanların hepsi, rahmetli dedemin yaşadığı İslamiyet’in aynıydı.
Rabbim herkese doğru olan yolu göstersin.
Rumuz: “Doğru yol”-İstanbul