Âlim ve Velî Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri Hindistan’ın büyük tefsîr, hadîs, kelâm, tasavvuf ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. 1702 (H.1114)’de Delhi’de doğdu. İslami ilimlerde tahsilini tamamladıktan sonra Mazhâr-ı Cân-ı Cânân hazretlerine talebe oldu ve büyük derecelere kavuştu. 1762 (H.1176)’da Delhi şehrinde vefât etti.

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî buyurdu ki:

“Namaz şu üç şeyden ibârettir.

1) Allahü teâlânın azametini ve büyüklüğünü düşünerek, kalbin hudû ve huşû hâlinde olması,
2) Dilin, Allahü teâlânın azamet ve kibriyâsını, büyüklüğünü söylemesi. Kulun hudû ve huşû üzere olması, Allahü teâlânın azamet ve kibriyâsını, celâlini, ifâde etmesi hâlinde en yüksek şeklidir.

3) Âzâları, bu huşû ve hudû hâline göre bulundurmak, ona göre hareket etmek.

Namaz kılmak lezzeti bir müminde yerleşince, artık o kimse Allahü teâlânın nûruna dalar. Namaz o kimsenin hatâ ve günâhlarına kefâret olur. Çünkü iyilikler, kötülükleri yok eder. Allahü teâlâyı tanımak için namazdan daha faydalı bir şey yoktur. Bilhassa namaz, kalp huzûru ve ihlâs ile kılınırsa çok kıymetli olur. Nefsin akl-ı selîme itâat etmesi husûsunda namazdan daha faydalı bir şey yoktur.”

“Zekât, bereketi çoğaltır. Gazâb-ı ilâhîyi söndürür. Feyz ve bereketin gelmesine sebep olur. Âhirette cimriliğin sebep olduğu azâbı def eder.”

“Bir gün bir fakir benden bir şey istemişti. O fakir zarûret içinde kıvranıyordu. Kalbime gelen ilhâm bana, o fakire ihtiyâcı olan şeyi vermemi emrediyor, dünya ve âhirette pekçok ecir ve mükâfâtı müjdeliyordu. Nihâyet o fakire istediği şeyi verdim. İlhâm yoluyla bana vâdedilen şeye gerçekten şâhid oldum. O gün yaptığım bu iyiliğin karşılığını gördüm.”

“İnsanın nefsi bazen taşkınlık yapar. Bu sebeple insan, şehvetine, arzu ve isteklerine uyar. İnsanın nefsini böyle işlerden muhâfaza etmesi için bâzı çârelere başvurması gerekir. Oruç bu hususta en güzel çâredir.”

“Mal sevgisi ve cimrilik, insana zararlı olur. Asıl maksattan uzaklaştırır. Bu ise insanı sıkıntıya düşürür, mânen rahatsız eder. İnsanın mal sevgisinden ve cimrilikten kurtulması ancak yanındaki çok sevdiği şeyleri fakirlere vermeye kendini alıştırmakla olur.”

Comments are closed.