Âlimin ölümü âlemin ölümüdür!

Bütün insanlara önce lâzım olan şey, “Ehl-i sünnet” âlimlerinin kitâblarında bildirdikleri gibi, bir îmân ve i’tikâd edinmektir. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın yolunu bildiren, Kur’ân-ı kerîmden murâd-ı ilâhîyi anlayan, hadîs-i şerîflerden murâd-ı peygamberîyi çıkaran bu büyük âlimlerdir. Kıyâmette kurtuluş yolu, bunların gösterdiği yoldur. Allahü teâlânın Peygamberinin ve Onun Eshâbının yolunu kitâblara geçiren, değişdirilmekden ve bozulmakdan koruyan, “Ehl-i sünnet” âlimleridir.
Dört mezhebde ictihâd derecesine yükselmiş olan âlimlere ve bunların yetiştirmiş oldukları büyük âlimlere “Ehl-i sünnet” âlimleri denir. Ehl-i sünnetin reîsi ve kurucusu, İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe ve iki imâm, Ebû Mensûr Mâ-türîdî ve Ebûl-Hasen-i Eş’arîdir.
Dînimiz ilme ilim adamına çok önem vermiştir. Yaratılış gayesine uygun yaşamak, dînimizin emrettiği faydalı işleri yapmak, zararlı şeylerden kaçmak, ilim sâhibi olmakla mümkündür. Bunun için ilme ve ilim adamlarına hürmet etmek boynumuzun borcudur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“İlim öğrenmek, kadın-erkek her Müslümana farzdır.”
“İlim Çin’de de olsa, talep ediniz!”
“Hikmet, [fen ve san’at] mü’minin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın!”
“Beşikten mezâra kadar ilim öğreniniz çalışınız!”
Kur’ân-ı kerîmde buyuruldu ki:
“Allah îmân edenleri yüceltir; bunlardan kendilerine ilim verilmiş olanları ise, kat kat derecelerle yükseltir.”
“De ki, hiç bilenlerle bilmiyenler bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir.”
Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:
“Âlimler Peygamberlerin vârisleridir.”
“Yer ve gök ehli, âlim için Allahtan mağfiret diler.”
“Bir âlimin ölmesi, bir şehir halkının ölümünden daha büyük ziyândır.”

> NOT: Hakk’ın rahmetine kavuşan yazarımız Mehmet Oruç’un vefatından önce kaleme aldığı yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz.

Comments are closed.