Allah’tan korkmanın alâmetleri vardır

Allah’tan korkmanın alâmetleri vardır



Allah’tan korkmak, doğru iman sahibi olmak şartıyla, Allah’ın yasak ettiklerinden sakınıp, emrettiklerini yapmak, yani haramlardan uzaklaşıp, ibadetleri yapmak demektir.

 

Edep ve nezaket medeniyeti-11

Bizi yoktan var eden yüce Rabbimizden korkmak, ona olan sevgi ve saygımızın bir alâmetidir. Allahü teâlâ, kendinden korkan kullarını çok seviyor ve onları affedeceğini vadediyor. Nitekim Kur’ân-ı kerîmde buyuruldu ki:

(Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz.) [Âl-i İmran 200 ve Mâide 100]

(En şerefliniz, Allah’tan en çok korkanınızdır.) [Hücurat 13]

Allahü teâlâ, iki hadîs-i kudsîde şöyle buyurmaktadır:

(Bir kuluma iki korku, iki eminlik vermem. Dünyada benden emin olan, âhirette korkar. Dünyada korkan, âhirette emin olur.)

(Dünyada benden korkan, Kıyamette korkulardan emin olur.)

Peygamber Efendimiz de buyurdular ki:

(Ömründe bir kere Allah’tan korkan, Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]

(İnsanları Cennete koyan Allah korkusudur.) [Hâkim]

Allah’tan korkmak, doğru iman sahibi olmak şartıyla, Allah’ın yasak ettiklerinden sakınıp, emrettiklerini yapmak, yani haramlardan uzaklaşıp, ibadetleri yapmak demektir. Bir kimsenin, (Ben içkimi içerim, meyhaneye de giderim, namaz kılmam, oruç tutmam, dinin emirlerini yerine getirmem, ama gösteriş için namaz kılanlardan ve oruç tutanlardan daha çok Allah’tan korkarım, Allah’ı da herkesten çok severim) diyerek günaha girmesine, hatta küfre düşmesine sebep olur. Allah’tan korkuyorum demesi elbette yalandır. Sevginin, itâatin, korkunun bir ölçüsü vardır. Bir kimse, (Ben Allah’ı çok severim) dediği hâlde, onun emirlerine ve yasaklarına riayet etmezse, mesela, namaz kılmaz, içki içer ve zina ederse, Allah’ı çok sevdiği yalan olmaz mı? Onun için namaz kılmayan ve Allah’tan korkmayan insandan her türlü kötülük beklenir.

Namaz kılmayan, oruç tutmayan ve içki içen kimse, yalan söylemekten, ona buna iftira etmekten veya provokatörlük yapmaktan niye çekinecek ki? Aslında böyle kişilerin imanları ya çok zayıf veya hiç yoktur. Başkalarını kandırmak için, (Biz de Müslümanız) diyorlar. Müslüman olmanın, bir alâmeti olur. Bir yerde minare görülürse, orada cami olduğu anlaşılır. Namaz kılanın da Müslüman olduğu anlaşılır. Kâfir namaz kılmaz. Onun için Peygamber Efendimiz, (Müslümanla kâfiri ayıran fark namazdır) buyuruyor. Kâfirlerin safında değil, Müslümanların safında olmaya çalışmalıyız.

Tabiînin büyüklerinden olan Hasan-i Basrî hazretleri buyuruyor ki: “İçinde yılan bulunduğu bilinen bir deliğe kimse elini sokmaz. Eğer sokarsa, içinde yılan bulunduğuna inanmamış demektir.” Bunun gibi, Allahü teâlâya ve Cehenneme inanan kimsenin, İslamiyet’in yasak ettiği şeyleri yapmaması lâzımdır. Günah işleyenlerin, (Biz Allah’tan korkuyoruz) demeleri, (Yılan beni sokmaz) diyerek elini yılan deliğine sokmasına benzer. Hâlbuki yılan sokar, ateş yakar. Cenab-ı Hak sözünde durur. Azabı da çok şiddetlidir. Allahü teâlâ, (Azabım çok şiddetlidir) buyuruyor. [Hicr 50]

İmam-ı Gazâlî hazretleri de buyuruyor ki: Akıllı olanın, aslandan korkmaması düşünülemez. Cenâb-ı Hak, Davud aleyhisselâma, (Yırtıcı hayvandan, kükremiş aslandan nasıl korkuyorsan, benden de öyle kork!) buyurdu. (Berîka). Çünkü aslan, kimseden korkmaz, öldürmemek için bir sebep aramaz. Yani aslanın öldürmesi, onun bir suçundan dolayı değildir. Böyle düşünenin Allah’tan korkmaması, ibadetlere sarılmaması mümkün değildir. Yine Allahü teâlâ, (Benden korkarak ibadet etmek, diğer ibadetlerden üstündür) buyurmuştur. (Taberânî)

Abdullah ibni Abbas hazretleri buyuruyor ki: (Allah’tan kork) denilen kimsenin, (Sen işine bak, ben ne yapılacağını bilirim) demesi çok kötüdür. Çünkü Allahü teâlâ, (“Allah’tan kork” denilen kimse, cahillik gururuna kapılarak, günah işlerse, artık ona Cehennem kâfidir) buyuruyor. [Bakara 206]