Altın nasihatler!..

Hazret-i
Ali, bir suikast neticesi şehit olmak üzereydi. Evlatlarını topladı ve
nasihatlerde bulundu. Bizler de bu nasihatlerden istifade etmeliyiz…

Hazret-i
Ali radıyallahü anh, büyük bir suikasta uğramış ve ağır yaralı olarak
hane-i saadetlerine nakledilmişti. Şehit olmadan önce yavrularını
topladı ve onlara nasihatlerde bulundu. Ancak bunlar hepimiz için
yapılan nasihatlerdir. İşte Hazret-i Ali’nin o altın nasihatleri:
* Yavrularım! Yalnız da kalsanız, insanlar arasında da bulunsanız daima Allah’tan korkunuz, takva üzerinde bulununuz.
Çünkü Rabbiniz daima sizi görür ve yaptıklarınıza şahittir. Bir bedevi
zat gelir, Peygamberimiz aleyhisselama ve sorar: “Ben çok günah işledim.
Benim için tövbe olur mu?” O da “Tövbe kapısı açık. Tövbenin şartları
yerine getirilirse tüm günahlar af edilir” buyurdular. Adam bu müjdeyi
aldıktan sonra tekrar sorar: “Bu günahları işlediğim zaman Rabbim beni
görüyor muydu?” Peygamberimiz de “Evet” diye cevap verir. O da,
“Eyvahhhh!..” diye feryat eder ve ruhunu teslim eder.
* Neşeli olduğunuz zamanda da, kızgın olduğunuz zamanda da söylediğiniz sözlere dikkat ediniz.
Daima hak söz söyleyiniz. İnsan kızdığı zaman ne söylediğinin farkına
varamaz. Şeytanın insana en çok musallat olduğu zaman, onun kızgın
olduğu zamandır. Büyük şeytan yavrularına şöyle nasihatte bulunur:
“İnsanlara günah işletebilmeniz için elinizde iki büyük silah vardır.
Bunu iyi kullanırsanız aldatamayacağınız insan çok azdır. Birincisi
nefsanî arzularını tahrik ettiğiniz, ikincisi onları öfkelendirdiğiniz
zamandır.”
* Zengin de olsanız, fakir de olsanız, israftan sakınınız.
İsraf haramdır. Bir gün Sa’d bin Ebi Vakkas “radıyallahü anh” bir
nehirde abdest alır. Suyu bol gördüğü için fazla kullanır. Gerçi
kullandığı su tekrar nehre akıyordu, buna rağmen Peygamberimiz
aleyhisselam ona ikazda bulundu: “Niçin suyu israf ediyorsun ya ebi
Vakkas?”
* Hüküm verdiğiniz zaman karşınızdaki dostunuz da düşmanınız da olsa adil davranınız. Taraf tutmayınız. Çünkü verdiğimiz hükümlerden hesaba çekileceğiz.
* Yavrularım. Yorgun olduğunuzda da, zindeyken de ibadetlerinizi ihmal etmeyiniz.
Vakit çok kıymetlidir. Vaktinizi değerlendiriniz. Hazret-i Osman
radıyallahü anh buyuruyor: “Cenab-ı Hak, size bu hayatı ve dünyayı verdi
ki onunla ahiretinizi kazanasınız diye. Yoksa dört elle sarılasınız
diye değil.”
* Her halükârda Cenab-ı Hak’tan gelene razı olunuz. Size huzur ve saadet de verse, sıkıntı ve hastalık da verse kaderinize rıza gösteriniz.
* Yavrularım! Sonu cennet olan bir hayatta şer yoktur.
Sonu cennet olan bir hayatta kötülük olamaz. Sonu ateş olan bir hayatın
da hiçbir kıymeti yoktur. Bütün nimetler, cennet nimetlerine nispeten
hiçtir. Bütün belalar da cehennem azabına nispetle afiyettir.
* Kendi ayıp ve kusurlarını gören, başkalarının ayıp ve kusurlarıyla ilgilenmez.
Kendi kusurlarını gidermeye çalışır. Cenab-ı Hakk’ın ona verdiğine razı
olan, üzüntü çekmez. “Rabbim benim kısmetimi bu kadar yaratmış, benim
için bu daha hayırlıdır. O beni annemden daha çok seviyor” diyerek,
teslimiyet içerisinde bulunur. Biz başkalarının ayıplarını örtersek,
Rabbimiz de bizim ayıplarımızı örter.
* Yavrularım! Kim kibirlenirse alçalır, kim aklına güvenirse pişman olur.
Çok konuşanın çok hatası olur. Bir evlada bırakılacak en güzel miras
güzel ahlaktır. Güzel ahlak sahibi olan kişi kıyamette Peygamberimiz
aleyhisselama en yakın kişi olacak insandır.

Comments are closed.