“Altının kıymetini sarraf anlar!..”

“Altının kıymetini sarraf anlar!..”



“Bunlar size hediyemiz olsun. Az önce konuştuğunuz konuların soru ve cevapları bu kitapta mevcut…”

 

Turşu dükkânımın önünde kendilerinde dinden konuşan ve ailelerini toplumu eleştiren gençler hakkında kendi kendime dedim ki:

“Bu gençler bu konuları o kadar yer var iken gelip senin dükkânının kapısı önünde konuşuyorlarsa Allahü teâlâ bunları buraya boşuna göndermedi. Eğer bu olaya müdahil olmazsan vebalinden de kurtulamazsın!..”

Bu duyguyla hemen seslendim… Ama beni görmüyorlardı… Beş altı defa bağırdım, en sonunda sesin içeriden geldiğini fark ettiler. İçeri davet ettim:

“Sağ ol abi gidiyoruz” dediler.

Israrla ve güzel bir dille defalarca çağırmam karşısında kırmayıp girdiler.

“Gençler bir turşu ikram edelim ondan sonra gidersiniz, alın bakalım” diye ikramda bulundum.

İnsan ikram karşısında gerçekten seviniyor… Bu arada hemen birer “Faideli Bilgiler” kitabı çıkardım ve…

“Bunlar da bizim size hediyemiz olsun. Az önce konuştuğunuz konuların bütün soru ve cevapları bu kitapta mevcut. Umarım faydalı olur, şimdi gidebilirsiniz, yolunuz açık olsun” dedim.

Birisi dedi ki:

“Ya abi sen bizi mi dinliyorsun?”

“Yok, dedim. Dinlemiyorum. Dinlemek ile duymak farklı şeyler. Ben duydum, konuya da vâkıfım. Onun için bu kitapları okuyun. Düşünceleriniz ve sorgulamalarınız güzel ama bu konular bilgi olmadan yapıldığında tehlikeli oluyor.

“Peki abi ben aileme ‘ben ateist olsam bana karşı tutumumuz ne olur?’ diye sordum. Bana ‘seni reddederiz, kabul etmeyiz’ dediler sence bu doğru mu?”

Bak kardeşim, altının kıymetini sarraf anlar. Allahü teâlâ bizi gayrimüslim bir memlekette dinsiz bir anne babadan inançsız bir çocuk olarak da yaratabilirdi ama Müslüman bir memlekette Müslüman bir anne babadan Müslüman bir çocuk olarak yarattı. Bir kere bunun için ne kadar sevinsek ne kadar dua etsek azdır.”

İsimlerini sordum. Biri “Ali” dedi, biri “Fatih”…

“Siz isimlerinizin sahiplerinin hayatlarına bakın doğruyu bulursunuz” dedim.

Kitaplardan da epeyi anlattım. İnanın merak ve ilgi içinde dinlediler. Çok da teşekkür ettiler.

Bu taraflara geldikçe uğramalarını tavsiye ederek uğurladım. Elhamdülillah kitapları sayfalarını çevirip karıştırarak çantalarına koydular.

Biz gençlerimizin doğru yolu bulmaları için dua ettik ardından. Okuyucularımızdan da hem bize hem bu gençlere dua istirham ediyor ve diyorum ki: “Allahü teâlâ bizi ne şerefli bir işe memur kıldı. Rabbim büyüklerimizden razı olsun.”

           Taha Ufuk Acar-İstanbul

Comments are closed.