Anneme verilmeyen hisse!..

Ben 1954’te Erenköy’de doğdum, büyüdüm. Babam tüccar annem de hemşire idi. Annem babam ben ve kardeşim dört kişilik çekirdek bir aile idik. Çok ama çok mutluyduk. Çok güzel günlerimiz oldu.

Annem 1971’de doğum nedeniyle mesleğinden istifa etti. Fakat bu mutluluk fazla sürmedi.
1979’da babam iflas etti. Bir yıl sonra da 1980’de üzüntüden ve stresten olsa gerek kalp krizi geçirerek vefat etti. 
Ben kendim denizciyim. Uzak yol 3. kaptan olarak çalışıyordum DB nakliyatta. Bekârdım. Kiracıydık. Babamdan ise bize hiçbir şey kalmamıştı. Sosyal güvencemiz de bulunmuyordu. 
1981 yılına geldiğimizde rahmetli annem ikinci kez evlenme kararı almıştı. Dedi ki bize: 
-Bu konuda sizin fikriniz benim için önemli.
-Siz evlenmeyi düşündükten sonra bize saygı duymak kalır anne. 
Bunun üzerine annem bir vesile ile Şile’den bir zat ile ikinci bir evlilik yaptı. Kardeşimi de yanına aldı. Kardeşim de tahsilli biriydi. 
Ben kendim de 1983’te evlendim. 
Annemin evlendiği adam bugünkü anlatımla kadına şiddet uygulamasa da aile ortamında çok baskı yapan ve tek taraflı düşünen cahil bir insandı. Adamın birinci evliliğinden çocukları vardı. Bir gün kendi oğluna benim annemi yani ikinci hanımını kastederek demiş ki: 
“Oğlum evi yeni hanımın üzerine yürüteceğim.”
Oğlu “Kesinlikle hayır, olmaz baba” demiş. O da ısrar etmemiş. Evi anneme vermedi…
Aradan birkaç sene geçti. Annemin ikinci eşi de vefat etti 2006’da. Vefat sebebiyle anneme ikinci kocasından % 20 oranında hisse düşmüş. Fakat gelin görün ki bu adamın oğlu bu hisseyi annemden zor kullanarak almış. Kimsenin bundan haberi yoktu. 
Annem geçtiğimiz sene 2012’de vefat ettiğinde bu gerçek tapuda ortaya çıktı. Adamın oğlu ve gelini bir olmuşlar, âdeta organize şekilde annemin elinden mirası almayı başarmışlar. 
Aslında annem bana bunları dert yanmış ve her şeyi anlatmıştı… Lakin önce bana yemin verdirmişti. “Kimseye söylemeyeceksin, söz ver!” diye. 
Söz verdikten sonra derdini anlatmıştı… Ben de söz verdiğim için kardeşime bir şey söyleyememiştim. 
Tapuya gittik. Orada belgeleriyle birlikte öğrendik. 
Anneme belki de şiddet uygulamışlar. Belki psikolojik baskı… Yaptıkları her şeyi başına kakmışlar: “Kursağınızda ekmeğimiz var. Seni tedavi ettirdik. Kızını evlendirdik” gibi yaptıkları iyilikleri bir bir başına kakmışlar. Annem her şeye rağmen mirasından vazgeçmek istemeyince bu kez baskı kurup zorla cebirle elinden almışlar. Rabbim kimseyi tamahkâr etmesin… 
         Kemal Altıok-Şile/İstanbul

Comments are closed.