Arapça selam verdi

(Dünden devam)

Şerbetçi zindana gelip Hazret-i Yusuf’a “Firavun seni çağırıyor” diye haber verdi.
O da kabul etti.
Firavun’un yanına geldi.
Arapça selam verdi.
Firavun sordu:
“Bu hangi lisandır?”
Hazret-i Yusuf:
“Amcam İsmail’in lisanıdır” dedi.
? ? ?
Sonra İbranice konuştu.
Firavun yine sordu:
“Bu hangi lisandır?”
“Babalarımın lisanıdır” dedi.
Firavun, çok lisan bilirdi.
O hangi lisanla konuşursa Yusuf aleyhisselam da o dille cevap verirdi.
Firavun, bu hâline hayran oldu.
Çok iltifatlarda bulundu.
Ve Onu maliye vekili yaptı.
Hazineyi Ona bıraktı.
Taht ve tacını Ona verdi.
? ? ?
Yusuf Nebi tahta oturdu.
Diğer memurlar Onun emrine girdi.
Bütün hazineleri teslim aldı.
Memleketin her tarafında, artık Onun emri geçiyor, yalnız Onun hükmü dinleniyordu.
Mısır Azizi de öldü.
Züleyha, her şeyden el-etek çekti.
Saraydan uzaklaştı.
Bir viranede yaşar oldu.
Bütün zinetlerini dağıttı.
Elinde avucunda bir şey kalmadı.
İyice fakir düştü.
Müslüman oldu.
Kendisini ibadete verdi.
Ama Hazret-i Yusuf’u unutamıyordu.
Bir gün yolu üstüne çıkıp:
“Sultanları köle eden, köleleri sultan eden Allahü teâlâyı tesbih ederim. O, her türlü noksanlıktan uzaktır” dedi. (Devamı yarın)

Comments are closed.