Artık aynalara küs değil

Benim canım, teyzeciğim şu an evli ve iki çocuk annesi. Küçükken bir gözünü kaybetmiş. Tek gözüyle hayata tutunmaya çalışmış. 

Aynalara küsmüş yıllar yılı… Arkadaşlarından köşe bucak kaçmış… Utanmış, utandıkça içine kapanmış… Alay konusu olmuş… 
“Kör” diyenler mi ararsınız… “Tek göz” diye lakap takanlar mı? Dalga geçenler mi? 
Biricik teyzeciğimin bizde birkaç resmi var siyah beyaz… Hepsinde aynı görüntü… Olmayan gözünü kâkülü ile saklamaya çalışmış… 
Bir gün küçük dayım ile teyzemlerin komşusunun kızı kavga etmiş. Çocukluk ya bunlar vurmuş birbirine… Teyzem ayırmış çocukları. Küçük kız durumu annesine söylemiş:
-Anne Elvan bana vurdu, diye…
Derken bu kez araya büyükler girmiş. Bu defa anneannem ile Saime Teyze tartışmaya başlamışlar. Teyzem onları ayırmaya çalışmış.
“Haydi anne, gidelim uzatmadan” demiş. Ama Saime teyze o anlık öfkesiyle komşuluk hatırını falan unutup başlamış teyzeme hakaret etmeye:
“Sen ne karışıyorsun büyüklerin işine kör. Sen bize karışacağına git de aynaya kendine bak. Şimdi öbür gözünü de ben çıkartmadan defol git!”
Teyzem hiç ummadığı bu hakaretten çok utanmış. Eve kapanıp ağlamış günlerce… Öyle içine dokunmuş ki o üzüntüyle ah etmiş:
“İnşallah benim yaşadığımı sen de evladında yaşarsın!..”
Teyzem tam bir hafta boyunca evden çıkamamış. Ağlamış hırpalanma ve hor görülmeye… Anneannem teselli etmeye çalışmış ama nafile…
Bu olayın üzerinden on yıl geçti… Bu kavga da, bu hakaretler de unutuldu gitti. Teyzeme protez göz takıldı. Gözü görmüyor yine ama artık aynalara küs değil.
Derken biz, memleketimiz olan Van depremi ile haberlere bakarken Saime Teyzeyi, eşini ve on yaşlarındaki kızını gördük. Şoke olduk. Kızı, oyun oynarken komşunun çocukları bir taş atıyor, kızın gözüne isabet ediyor. Hastaneye yetiştiriyorlar ama ne çare? Göz diye bir şey kalmamış… 
Haberlerde anlatıyordu, perişan bir halde. Protez göz yapılması için yardım istemeye çıkmışlar. Gözünün görmesi için değil, görüntünün düzelmesi için. 
Teyzemin eski resimleri geldi gözlerimin önüne… Tıpkı o kızcağızın hali gibiydi… Ya da onun o hali tıpkı teyzemin resmi gibiydi. 
Aman ya Rabbim… Bu kadar benzerlik olmaz. Çok üzüldük… Çok ağladık… Teyzem şimdi çok pişman o bedduayı ettiği için… O an canı yanmış; ağzından çıkanlara dikkat edememiş. Şimdi ise çok pişman… 
Ağzımızdan çıkanlara öfkeli de olsak dikkat etmeliyiz. Hele alay etmek, büyük konuşmak ve bedduaya başvurmak… Bakın öfke dolu bir ah nelere mal oluyor, ne hayatlar sönüyor… Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın. Amin…
 Rumuz: “Hüzünlü Kız”-Ankara