“Artık onsuz yaşayamam…”

“Artık onsuz yaşayamam…”



 
 “Bir aşkın külleri kapanmaya başlamıştı. Kendimi bir süre işime verdim ama çok sürmedi…”

 

 

Bu kadar basit olabilir miydi aşkımız? Ona olan sevdamın hiç mi hatırı yoktu?

Cevap vermiyordu. Sadece “Seni seviyorum ama ailemin kararına uymak zorundayım” dedi.

Yapacak bir şey yoktu. Şimdi değil evi, işimi hatta şehrimi terk etsem de onun umurunda değildi… Ustaya gittim çocuklar gibi ağladım. “Hayallerim öldü ustam” dedim. “Ben artık onsuz yaşayamam.”

Samet Ustam bir baba gibi kucakladı beni… Kaderden söz etti. “Gökte nikâh kıyılmadan yerde kıyılmaz…Önemli olanın helal süt emmiş düzgün bir insanla aile olmak için evlenmektir… Hayatın sonu değil…” dedi… Bizim yaptıklarımızın delikanlılık döneminde yaşanan tatlı heves olduğunu, tez zamanda unutacağımı söyledi… Sağ olsun ustam bana günlerce moral takviyesinde bulundu.  

Bir aşkın külleri kapanmaya başlamıştı… Kendimi bir süre işime verdim… Ama çok geçmedi… İçeride bastırmaya çalıştığım duygularım hiç ama hiç beklemediğim bir sırada volkan gibi yanardağ gibi patlayıverdi…

O gece sabaha kadar çocuklar gibi ağladım tek başıma… Ertesi gün ustama durumu anlattım. “Dayanamıyorum, gidip ailesiyle konuşacağım” dedim.

“Sakın yapma! Hayatının en büyük hatasını yaparsın!” dedi. Hem artık gitmiş başkasıyla evlenmiş birisinin ardından gitmenin geleneklerimize de inancımıza da kanunlara da uygun olmadığını anlattı.

O gün sessiz kalsam da duramadım… Ustama haber verirsem engelleyeceğini biliyordum… Habersizce hiç olmazsa gidip annesine hâlini hatırı sormak istedim.

Annesi beni karşısında görünce ağlamaya başladı.

“Niye ağlıyorsun?” derken gözlerimden akan yaşlara sahip olamıyordum. Çünkü içimin yandığını hissettim. Kara bir haber alacağım içime doğmuştu…

“Şirin’in çok kötü” dedi.

“Niye?”

“Çok mutsuz… Her gün ağlıyor… Yemeden içmeden kesildi… Keşke onu senden ayırmasaydık…”

O an orada çaresizliğin içinde boğuldum… Ferhat olsam dağları delsem de ne fark ederdi… Şirin’im başka evdeydi… Ve ben burada çaresizdim…

Ne yapabilirdim? Ne yapmalıydım?

Dedim ki annesine: “Ben ondan başkasıyla evlenmeyi düşünmedim. Eğer mutsuz iseler ayrılırlarsa ben Şirin’i ölene kadar beklerim.”

“Ben de geldiğini Şirin’e söylerim. Karar kendisinin artık…” DEVAMI YARIN