Babanın rızâsını al!

Ebû Bekr el Ferrâ hazretleri hakkında bir sevdiği şöyle anlatıyor: Nafile hac için yola çıktık. Nişâbur’a varınca, Ebû Bekr el-Ferrâ ile görüşmek istedim.
Arkadaşlarımla istişâre ettim.
Arkadaşlarım;
“Onu ziyâret edersen, anne babanın rızâsını alman için seni geri gönderir. Hacdan dönüşte ziyâret et” dediler. Ben aldırmayıp, dergâhını aradım.
Bulup içeri girdim.
Ve selâm verdim.
O selâmımı alıp; “Nerelisin?” diye sordu. “Heratlıyım” dedim. “Nereye gidiyorsun?” dedi. “Hacca gidiyorum?” deyince sordu:
“Baban var mı?”
“Var efendim”.
“Geri dön ve Onun rızâsını al” buyurdu.
“Peki efendim” dedim.
Ve oradan ayrıldım.
Arkadaşlara vardım.
Vaziyeti anlatınca; “Geri dönme!” dediler. Ben yine dönüp babamın rızâsını istedim. “Bunun için mi döndün?”dedi. “Evet babacığım” deyince, gözleri yaşardı ve yürekten duâ tti. İşte bu duâ berektiyle çok büyük ni’metlere kavuştum.

MAKBUL OLAN AMEL
Bir gün bu zâta; “Efendim, kişinin amellerine, neye göre ecir ve sevap verilir?” diye sordular.
Ebû Bekr el Ferrâ rahmetullahi aleyh;
“Kişinin ameline, o işe verdiği ehemmiyet kadar, onu yaparken yaptığı hatâlara üzüldüğü kadar ve İslâmiyyete uygun olması için gösterdiği gayret kadar sevap verilir” buyurdu.