Babası üzüntüden vefat etmiş!

Babası üzüntüden vefat etmiş!



“O gün, annesinden biraz fazla harçlık isteyip annesi de vermeyince onu darbetmiş ve hırpalamış!..”
 

Bu annesi tarafından şımartılan, babasının da çaresiz kaldığı çocuğun gece yarısı çikolata isteğini yerine getirmek üzere babasıyla köyden kasabaya gidecektik.

Çabucak üstümü giyindim. Elimize de birer sopa alıp kasabaya doğru yola çıktık.

Hemen hemen herkes yatmıştı. Devamlı alışveriş yaptığımız ve biraz nazımızın geçtiği genç bir bakkal vardı. Onun kapısına vardık ama o da yatmıştı. Çaresizdik. Geri boş dönmemiz mümkün olmadığı için delikanlının kapısını çaldık. Birkaç defa seslenmemizden sonra onu uyandırmaya muvaffak olup mahcup bir şekilde durumu kendisine izah ettik. Sağ olsun genç o vakitte uykudan kalkıp üstünü giyindi. Dükkâna gelip açtı neler istiyorsak hepsini verdikten sonra dükkânını kapatıp evine döndü…

Biz de kendisine teşekkür edip gece yarısı o yolları yaya yürüyerek lojmana dönüp çocuğa çikolatasını verdikten sonra onu susturabildik.

Bu ebe hanım ve ailesi o kasabadan ayrıldıktan sonra biz de oradan ayrıldık onlarla epey bir zaman irtibatımız kesildi…

Yıllar sonra, işte geçenlerde gazete sayfalarında annesini döven genç haberini okuduktan sonra onların izini bulabildik. Fakat ben ne yaptıysam arkadaşıma ulaşamadım.

Sonra yine onunla aynı şehirde oturan ve devamlı görüştükleri diğer arkadaşımdan aldığım bilgilere göre çocuk büyümüş ilkokulu zor bitirmiş, hiçbir işe başlamamış. Başka okula gitmemiş, içkinin sigaranın hatta uyuşturucunun kurbanı olmuş. Annesi birkaç defa tedavi için doktora götürmüş ama hiçbir şeyin faydası olmamış.

Bu arada babası da üzüntüden vefat etmiş. Çocuk toplum dışına itilmiş. Her gün annesinin verdiği üç beş kuruşla sefil bir hayata devam ediyormuş.

O gün de annesinden biraz fazla harçlık isteyip annesi de vermeyince onu darbetmiş ve hırpalamış. Annesi onu öyle yetiştirdiği için bin pişman ama artık iş işten geçmiş yapacağı bir şey kalmamış. Sefil ve çileli bir hayata devam ediyorlarmış. Çok üzüldüm…

Şimdi düşünüyorum da bizim çocukluğumuz da çok ama çok zor şartlarda geçti. Ama biz hiçbir zaman büyüklerimizden fazla bir şey istemedik.

Biz, o zamanlar çektiğimiz sıkıntıları şimdi çocuklarımıza çektirmemek için elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz ama çocukların her istediğine peki demek gibi bir çocuk yetiştirmek olamaz.
          Em. Sağ. Yazar Aslan Torun-Balıkesir