“Biniş kartımı bile aldığım fakat binemediğim uçağım kalkmak üzereydi ve ben derdimi kimseye anlatamıyorum…”
Oksijen tüpüm var diye beni uçağa almamışlardı ve çaresiz kalakalmıştım ya… Görevli hanıma beni niçin uçağa alamayacaklarını sorduğumda makul bir cevap alamayınca pilotla görüşmek istedim. Pilotla görüşme lüksümün olmadığını söyleyen hanıma; “Bu bir lüks değil ihtiyaç. Ben hastayım ve burada yalnızım benim bir an evvel evime gitmem gerekir” dedim.
Aman Allah’ım bu da ne böyle bankoya yanaştığınızda gülücüklerle sizi karşılayan kız gitmiş sanki yerine duvar gelmişti. Ne söylersem söyleyeyim duymuyordu.
Sağa sola koşturup derdimi anlatacak birilerini arıyordum, yakasında görevli kart gördüğüm herkese bir umutla yaklaşıyordum fakat önüme aynı duvarlar yeniden çekiliyordu.
Havaalanından sorumlu müdürü arıyordum; mutlaka böyle büyük bir işletmenin bir sorumlusu olmalıydı. En azından beni ikna edebilecek bir cevap verebilirdi. Bir tane özel güvenlik görevlisine havaalanının sorumlu müdürüyle görüşmek istediğimi söyledim. Güvenlik görevlisi kendisinin bana yardımcı olabileceğini söylemesi üzerine;
“Gerçekten yardımcı olabilecek misiniz, yoksa siz de beni dinledikten sonra ‘yapabileceğim bir şey yok’ deyip beni başınızdan atacak mısınız?” dedim.
Bu arada güvenlik görevlisine biri yanaşıp usulca sorular soruyor göz ucuyla da bana bakıyordu. Derdimi anlatacak birilerini ararken etrafı rahatsız ettiğimi düşünerek polis olduğunu tahmin ettiğim şahıs benim hakkımda güvenlik görevlisinden kısaca bilgi aldıktan sonra bana doğru yöneldi.
Al başına belayı…
Biniş kartımı bile aldığım fakat binemediğim uçağım kalkmak üzereydi ve ben derdimi kimseye anlatamıyorum; şimdi bir de polis çıkmıştı karşıma…
Ben böyle düşünürken polis memuru yanaştı ve sordu:
-Adın Fahrettin mi?
-Evet
-Fatsalı mısın?
-Evet
Demek ki benimle ilgili ön bilgiyi almıştı. Ben daha farklı sorular beklerken bana “Mustafa Eroğlu’nu tanıyor musun?” diye sordu.
Şaşkınlıkla “evet” dedim.
Tamam da buradaki sorunlarla ilgili Mustafa Abinin ne alakası vardı?
Polis memurunun bana “Mustafa Eroğlu’nu tanıyor musun?” diye neden sorduğunu düşünürken, polis memuru arkadaş adını soyadını söyleyip kendini tanıttı… DEVAMI YARIN