Bugün “Üç Aylar” başladı…

Bilindiği üzere, bazı mekânlar emsâline göre daha mukaddes, bazı insanlar akrânına nisbetle daha muhterem olduğu gibi, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran daha kudsî, daha mukaddes, daha mübârek kılınmıştır.
Mukaddes mekânların başında, sırasıyla “Mescid-i Harâm”, “Mescid-i Nebevî”, “Mescid-i Aksâ”, “Mescid-i Kubâ” olmak üzere, Allahü teâlâya ibâdet edilen bütün câmi ve mescidler, O’nun emir ve yasaklarının öğrenildiği ve öğretildiği yerler gelir.
Muhterem insanların başında, “Hâtemü’l-Enbiyâ ve’r-Rusül” olan sevgili Peygamberimiz, diğer “Ülü’l-azm” Peygamberler, “Resûl”ler ve “Nebî”ler gelmektedir. Bunlardan sonra, üstünlük sırasında Sahâbe-i kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn başta olmak üzere diğer âlim ve velîler bulunmaktadır.
Bildiğiniz gibi dün gece [2 Haziran 2011 Perşembeyi 3 Haziran Cumaya bağlayan gece], Receb ayının hem ilk gecesi, hem de ilk “Cuma gecesi” ve bu sebeple de “Regâib gecesi” idi. Bugün [3 Haziran Cuma günü] de, mübârek “üç aylar” ve bunların ilki olan “Receb ayı” başlamıştır.
İçerisinde 2 mübârek gecenin [“Regâib” ve “Mi’râc” kandillerinin] bulunduğu Recep ayının, Âdem aleyhisselâmdan beri ta’zîm ve hürmet edilen bir ay olduğu ma’lûmdur.
Recep ayını ta’kîb eden Şa’bân ayı, içerisinde “Berât” kandilinin bulunduğu bir ay olup 2 Temmuz 2011 Cumartesi günü başlayacaktır. 1 Ağustos 2011 Pazartesi günü başlayacak olan Ramazan ayı ise, Yüce Rabbimiz tarafından ayların sultânı kılınmıştır.
Cenâb-ı Hak, kullarına çok merhametli ve şefkatli olduğu, onlara çok acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara husûsî kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç… gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Aslında kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır.
Mübârek aylar, günler ve geceler aslında bizler için çok büyük birer fırsattır. Günahkâr ve yaratılış gâyesini unutan insanlara, kerem ve ihsân sâhibi yüce Allah tarafından tanınan ve eğer iyi değerlendirilebilirse çok büyük kazançlara vesîle olan zamanlardır.
“Üç aylar” ve bu aylardaki mübârek gece ve günler, yaratılmışların en şereflisi olma özelliğini unutarak, nefis ve şeytânların tuzaklarına düşmüş ve her iki dünyâsını zindâna çevirecek günâh, isyân ve gaflet bataklıklarında boğulmakla karşı karşıya gelmiş insanların kurtuluşları için uzatılan can simidi gibidirler.
Halkımız arasında “Üç Aylar” diye anılan “Recebü’l-ferd”, “Şa’bânü’l-muazzam” ve “Ramazânü’l-mübârek” aylarının, İslam dininde özel yerleri vardır.

FIRSATLARI İYİ DEĞERLENDİRELİM
Resûlullah Efendimiz, Recep ayının başında “Ya Rabbî, Receb ve Şa’bân aylarını bizler için mübârek kıl [onlarda bizlere bereket ihsân eyle] ve bizi Ramazân ayına da eriştir” diye duâ ederdi; kezâ Şa’bân ayına çok değer verir ve bu ayda çok oruç tutardı.
Nasıl ki, altın madeni bakır, demir, kömür gibi madenlerden çok daha üstün ise, yine yâkût taşı diğer normal taşlardan çok daha kıymetli ise, bazı geceler de diğer normal gecelerden çok üstündürler.
Hülâsa olarak söylemek gerekirse, Cuma, bayram ve kandil günleri ve geceleri, Müslümânların mübârek gün ve gecelerindendir. Bu mübârek gün ve gecelere kıymet veren şüphesiz ki Allahü teâlâdır. Yine bunun gibi, Peygamberler birer insan olmalarına rağmen; Allahü teâlâ onları kıymetlendirmiş, kendilerine güzîde mevkiler ihsân etmiştir. “Peygamberler diğer insanlardan niye ayırt ediliyor” denemediği gibi, bazı gün ve geceleri kıymetli yaratan Allahü teâlâya da, “bugünleri diğer günlerden niye ayırt etti” denemez.
Bütün mübârek gece ve günleri, Receb ayını, onu ta’kîp eden Şa’bân ayını, kezâ onbir ayın sultânı olan Ramazân ayını birer ganîmet bilmeli, bu fırsatları iyi değerlendirmelidir. Çünkü Receb ayının afv ve mağfirete, bu ayı ta’kîb eden Şa’bân ayının şefâate, Ramazan ayının da sevâpların kat kat verilmesine mahsûs aylar olduğu bildirilmiştir. [İnşâallah yarın da bu konuya devâm edelim.]

Comments are closed.