“Bunlar benim ehl-i beytimdir!”

“Bunlar benim ehl-i beytimdir!”



Resûlullah efendimiz, Fâtıma, Ali, Hasan ve Hüseyin hazretleri için “Bunlar benim ehl-i beytimdir!” buyurdular…

 

Ubeyd bin Muhammed Siirdî hazretleri hadîs, târih ve fıkıh âlimidir. 622 (m. 1225) yılında Siirt’te doğdu. 692 (m. 1293) yılında Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Muhyissünne [İmâm-ı Begavî] “rahimehullahü teâlâ” (Mesâbîh-i şerîf)inde, Sa’d bin Ebî Vakkâs’tan “radıyallahü anh” rivâyet etmişlerdir. Sa’d “radıyallahü anh” dedi ki; meâl-i şerîfi (Geliniz! Biz ve siz oğullarımızı, kadınlarımızı ve nefislerimizi çağıralım!) olan Âl-i İmrân sûresi 61. âyet-i kerîmesi nâzil olduğu zaman, Resûlullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” Ali’yi, Fâtıma’yı, Hasan’ı ve Hüseyin’i “radıyallahü anhüm” çağırdı ve (Yâ Rabbî! Bunlar benim ehl-i beytimdir) dedi.

Âişe “radıyallahü anhâ” hazretleri buyurdular ki: Resûlullah efendimizin üzerinde bir bürd-i yemânî [Yemen kumaşından bir cübbe] vardı. Kara yünden idi. O sırada hazret-i Hasan geldi. Onu kisvesinin [cübbesinin] altına aldı. Sonra hazret-i Hüseyin geldi. Onu da dâhil ettiler. Sonra hazret-i Ali geldi. Onu da dâhil ettiler. Sonra hazret-i Fâtıma’yı “radıyallahü anhüm” çağırdılar. Hazret-i Fâtıma mestûre olarak geldi. Onu da cübbesinin altına aldılar. Sonra meâl-i şerîfi, (… Allahü teâlâ sizlerden ricsi, yani her kusûr ve kirleri gidermek istiyor. Ve sizi tam bir tahâret ile temizlemek istiyor…) olan, Ahzâb sûresinin 33. âyet-i kerîmesini okudular.

Yine Muhyissünne İmâm-ı Begavî “rahimehullah”, (Meâlimüt-tenzîl)de bu âyet-i kerîmenin tefsîrinde nakletmiştir. Ümm-ü Seleme “radıyallahü anhâ” buyurdu ki: Bu âyet-i kerîme benim evimde nâzil oldu. Resûlullah efendimiz, Fâtıma, Ali, Hasan ve Hüseyin “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” hazretleri için buyurdular ki: (Bunlar benim ehl-i beytimdir!) Ümm-ü Seleme dedi ki: (Yâ Resûlallah! Ben senin ehl-i beytinden değil miyim, dedim.) Buyurdu ki: (Evet, inşâallahü teâlâ!) buyurdu. Zeyd bin Erkâm dedi ki: Ehl-i beyt o kimsedir ki, ona zekât almak haramdır. Bunlar, Resûlullah hazretlerinden sonra, Ali’nin, Ukayl’in, Cafer’in ve Abbâs’ın yakınlarıdır “radıyallahü teâlâ anhüm”.

Şerh-i Mesâbîhten bazısında şöyle bildirilmişdir ki, ehl-i Beyt; kendilerinin zekât alması haram olan kimseler diye bahsolunmuştur. (Müslim)in bazı rivâyetlerinde de şöyle bildirilmiştir: Onlar Hâşimîdirler, Muttalibîdirler, onların mevâlîleri de böyledir.