“Bunlar hacdan geldi, nasip seninmiş”

“Bunlar hacdan geldi, nasip seninmiş”



“Bu kahvaltının üzerinden on gün kadar geçmişti… Ablamın kızının düğünü için bizi Manisa’ya davet etmişlerdi…”

 

Gazetemi sabah kahvaltısında okurken bir haber gözüme takıldı. Hacdan dönen ilk kafilenin mutluluğunun fotoğrafı yayınlanmıştı. Her biri hacca gidip gelmiş olmanın sevincini yaşıyordu. Ben de onların sevincine ortak olup duygulandım. Ne yalan söyleyeyim o mübarek beldelere gidip gelmeyi çok arzu ettiğim hâlde imkânımız olmadığı için gidemiyorduk.

Gözlerimden süzülen damlalara mani olamadım. Çok duygulanmıştım. Bunları düşünürken bir ara elimde gazete olduğu hâlde, sabah mahmurluğuyla oturduğum kanepede dalmışım.

Düşüncem rüyama girmiş o ara… Anneciğimle birlikte Mekke sokaklarındaymışız… Annem benim elimden tutmuş, küçük çocuk gibi götürüyormuş… Kâbe-i şerifi karşıdan simsiyah örtüsüyle görüyordum… Bir galakside güneşin etrafında dönen gezegenler gibi beyaz ihramlı hacıların o tavafını izlerken âdeta büyüleniyorum… Mutluluktan uçuyorum…

Daldığım uykudan uyandığımda gazetem yanı başımda duruyordu. Haberden etkilenip bu rüyayı gördüğüm için şaşırmadım ama yine hoş duygular kapladı içimi…

Bu kahvaltının üzerinden on gün kadar geçmişti… Ablamın kızının düğünü için bizi Manisa’ya davet etmişlerdi… Yanıma iki çocuğumuzu da alarak eşimle birlikte yola çıktık. Bir müddet gittikten sonra iki koltuk ötemizde tek başına oturan bir hanımefendiyi gördüm. Elinde tespih dudakları kıpır kıpırdı… Yan tarafı da boş olunca eşime dedim ki, “Sen ekranda film izliyorsun. Çocuklar da sakinler. Ben şu teyzenin yanına gidip biraz sohbet edeyim” dedim.

İzin isteyerek yanına oturdum. O da canı sıkılmış olmanın verdiği ruh hâliyle sevindi. Başladık hâl hatır sormaya… Kimsin nesin derken teyze yanındaki çantasını açtı… İçinden minik bir esans şişesi, bir tülbent bir tespih çıkardı:

“Al bunlar hacdan geldi. Sana nasipmiş” dedi.

-Ablam bunlar da ne böyle?

-Sen bana yol arkadaşı oldun ya, ben de arkadaşıma hediye veriyorum.

-Yoksa siz o geçenlerde haberini okuduğum ilk hac kafilesinden misiniz?

-Evet evet… Rabbim devletimizden razı olsun. Rabbim bu milletten razı olsun. Kazasız belasız hacca gittik geldik.  

Kalbim duracak zannettim heyecandan… Sen ne büyüksün Allah’ım… O müminlerin hacca gitmelerine sevindiğim için rüyamda Kâbe’yi ziyaret etmeyi nasip eden Rabbim o mübarek beldelerden gelen hediyelere de kavuşturmuştu beni…

            Semahat Karabulut-İstanbul