“Buraya kadar boşuna gelmişim!”

“Buraya kadar boşuna gelmişim!”



Ebu İshak Kazeruni hazretlerinin zamanında, Basra’da Yahya bin Hasan adında bir mescit imamı vardı.
Şeyh Kazeruni hazretlerini ziyarete geldi bir gün.

Sabah namazı vaktiydi…

Bu zatın mescidine girdi…

Büyük veli imamdı.

Ona uyarak namaza durdu.

Kazeruni hazretleri, okuduğu uzun bir surede bir âyeti unutarak okumadı.

O, bunu fark etti.

Ve tuhafına gitti.

Kendi kendine “Yazıklar olsun bana! Buraya kadar boşuna yorulmuşum. Tâ Basra’dan buraya, bu adamı ziyarete geldim. Bir sureyi bile doğru okuyamıyor” dedi.

Geldiğine pişman oldu.

Nihayet namaz bitti.

Dua edildi.

Kazeruni hazretleri, o kimseyi yanına çağırıp “Gördüğünüz gibi biz böyle hata işleyip duruyoruz. Çünkü Âdemoğluyuz. Âdemoğlu hatadan, yanılmaktan, unutkanlıktan kurtulamaz” buyurdu.

O, bu sözleri dinledi.

Mahçup oldu, utandı!

Ve bu büyük velinin ellerine kapanıp özür diledi  ve affını diledi.

● ● ●

Bu zat bir sohbetinde;

“İbâdet yapanların kendilerini beğenmeleri, fasıkların günahlarından daha kötüdür” buyurdu.

Ve şunu anlattı:

Bir veli câmide itikâf yapıyordu.

Sonra birden çıktı gitti.

“Niçin çıktınız?” dediler.

“Hâfızların, kendilerini beğendiklerini görüp, onlardan kaçtım” buyurdu.