Bütün günahları silen sevap!..

Bütün günahları silen sevap!..



Bir zamanlar, bir ülkenin padişahı kalbinden şöyle geçirmiş: “Şu muazzam ordumla Resulullah Efendimizin zamanında yaşasaydım ve Onun yanında harp etseydim…”

 

 

Dinimizde niyet çok önemlidir. Bir mubah, iyi niyet ile yapılınca sevap, kötü niyet ile yapılınca, günâh olur. (Ameller, niyete göre iyi veya kötü olur) hadîs-i şerîfi, mubahlara niyete göre sevap verileceğini bildirmektedir. 

Dünya lezzetini tatmak için olan niyetine azap verilmez ise de, âhiret nimetlerinin azalmasına sebep olur. Başka niyetleri için azap görür. Bu kimse, sünnet olduğu için koku sürünür, şık giyinirse, câmiye saygı için, câmide yanına oturan Müslümanları incitmemek, temiz olmak, sıhhatli olmak, İslâmın vakârını, şerefini korumak için niyet edince, her niyeti için ayrı sevap kazanır…

İnsan, mubah bir işe başlarken, niyetine dikkat etmelidir. Niyeti iyi ise, o işi yapmalıdır. Niyeti, yalnız Allahü teâlâ için olmazsa, yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ, sizin sûretlerinize, mallarınıza, bakmaz. Kalplerinize ve amellerinize bakar) buyuruldu…

Büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendi (kuddîse sirrûh) bir sohbetinde buyurdu ki:

Allahü teâlâ, kullarının niyetini, amelinden daha makbul tutar. Niyet bozuksa, cenâb-ı Hak, ona sevap vermiyor. Mesela bir talebe, üniversiteye girse ve kendi kendine “Yâ Rabbî, ben bu okulu inşallah bitirince, bir mevki sahibi olunca, senin kullarına yardım edeceğim. Kazandığım parayla setr-i avret yapacağım, evlenince eşime, çocuklarıma iyi bakacağım. Elimdeki imkânlarla hem kendim, hem de başkalarının İslâmiyeti öğrenmesi için elimden gelen gayreti göstereceğim…” diye düşünse ve bu niyetle okusa, tâ ki mezun oluncaya kadar her günü, hatta her nefesi ‘zikir’ sayılır efendim. Her nefesine, ‘zikir sevâbı’ yazılır kardeşim…

        ***

Bir zamanlar, bir ülkenin çok ihlaslı bir padişahı varmış. Muazzam ordusuyla bir sefere çıkacakmış. Her şey hazır… Kendisi atıyla çıkmış bir tepenin üzerine, aşağıya doğru ovaya bakmış, muhteşem bir ordu. Kimse de yok yanında, tek başına. İçinden şöyle geçirmiş:
“Ya Rabbi! Şu muazzam ordumla, bu imkânımla beraber, Resulullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yaşasaydım da, Onun yanında, ben de emrinde olsaydım… Harplerinde yanında ben de mücadele etseydim…”
Sonra, yoluna devam etmiş…

Gel zaman, git zaman her fani gibi bu sultan da vefat etmiş… Hesap defteri açılmış. Bakmış ki günah çok, ancak sevap tarafı bomboş! Sadece bir sevap var; o gün yaptığı o halis niyet. Ve o bir sevap bütün günahlardan ağır geliyor… Hesap sonunda melekler onu doğru Cennete götürüyorlar…

Comments are closed.