“Cenâb-ı Hak itâatte sebatını arttırsın!..”

“Cenâb-ı Hak itâatte sebatını arttırsın!..”



“Bu ordunun başına Zeyd bin Hârise’yi kumandan tayin ettim. Şâyet Zeyd şehîd olursa, sancağı Ca’fer alsın… O da şehîd düşerse, Abdullah bin Revâha alsın…”

 

Bir cuma günü Sevgili Peygamberimiz, mescidde hutbeye çıktılar. Hazret-i Abdullah bin Revâha da telâşla, cumaya yetişmeye çalışıyordu. Henüz epeyce ileride “Benî Ganm”de bulunuyordu. Tam o sırada, Peygamber Efendimizin, “oturun!” buyurduklarını işitti. Bulunduğu yere hemen oturdu. Hutbe bitinceye kadar da, yerinden kalkmadı… Bu hâli gören Müslümanlar, durumu Peygamber Efendimize arz ettiler; 

“Yâ Resûlallah!.. Revâha oğlunun, nerede oturduğunu görüyor musunuz? Emrinizi duyar duymaz hemen oturdu!..” dediler.

Peygamber Efendimiz, hazret-i Abdullah’a; “Cenâb-ı Hak senin, yüce Allaha ve Resûlüne olan itâatte azmini, sebatını arttırsın” diye dua buyurdu.

Hazret-i Abdullah, büyük bir cengâverdi… Peygamber Efendimizle birlikte, bütün savaşlara katıldı. Bunlardan biri de Hicretin 8. yılındaki Mûte gazâsıdır…

Resûlullah Efendimiz, Bizans İmparatoruna bağlı Busrâ emîrine de bir mektup yolladı. Fakat küstah emîr İslâm elçisini şehid etti. İşte bu alçaklığa üzülen Allahü teâlânın Resûlü, o zâlimler üzerine kuvvet göndermeye karar verdi… Hepsi de gönüllü olan 3.000 kişilik mücâhidler ordusu kısa zamanda hazırlandı… Peygamber Efendimiz, öğle namazını kıldırdıktan sonra, bu mübârek orduyu bizzat uğurlamaya çıktılar. Sancak-ı şerîflerini, hazret-i Zeyd’e teslim ettiler. Sonra da buyurdular ki:

“Bu ordunun başına Zeyd bin Hârise’yi kumandan tayin ettim. Şâyet Zeyd şehîd olursa, sancağı Ca’fer alsın… O da şehîd düşerse, Abdullah bin Revâha alsın… O da şehîd olursa sizler, istediğiniz birini kumandan seçersiniz…”

Herkes birbiriyle helâlleşti… Bu sırada arkadaşları, hazret-i Abdullah’ın ağladığını fark ettiler. Niçin ağladığı sorulduğunda şöyle cevap verdi: 

“Vallahi, dünyâyı sevdiğim için ağlamıyorum. Peygamber Efendimizden duyduğum, Allahın kelâmını hatırladım: (… İçinizden hiçbiriniz hâriç olmamak üzere hepiniz, Cehenneme varacaksınız…) deniyordu. İşte oraya cehenneme vardığım zaman, hâlim ne olacak diye ağlıyorum” dedi. Arkadaşları, onu teselli ettiler. Cehennem sıcaklığının salihler için farklı olacağını, Cehennem ateşini hissetmeyeceğini bildirdiler.

         ***

Mûte savaşında, Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi; önce Hazreti Zeyd ve Hazret-i Ca’fer daha sonra da Hazreti Abdullah şehîd düştüler… Bundan sonra sancak Hâlid bin Velîd hazretlerine verildi. O kahramanın kumandası altında hücuma geçen mücâhidler, kendilerinden kat kat fazla olan düşman ordusunu bozguna uğrattılar…