Çocuklarımıza yazık değil mi?

Değerli okuyucularımız, geçen hafta başlattığımız “Sigara” adlı yazı dizimize sigaranın çocuklara ve gençlere etkileri özelinde “pasif içicilik” ile devam ediyoruz… kaldığımız yerden devam Sigara dumanı önemli bir çevre kirleticisidir. Yalnızca içene değil, yanında bulunanlara da zarar verir; en çok etkilenen de çocuklardır. Sigaranın başta solunum yolları olmak üzere, birçok organ ve sistemler üzerine olumsuz etkileri vardır. Pasif içici konumundaki kişilerde de hastalıklara maruz kalma riski vardır. Çocuklarda henüz gelişimini tamamlamamış akciğer ve beyin gibi organların zarar görme ihtimali çok daha ciddidir.
Toplum sağlığını tehdit eden sigaranın çocuklara zararlarını şöyle sıralayabiliriz:

ÇOCUĞUN ZEKASINI ETKİLİYOR
> Akciğerin verimliliği bozulur.
> Astım sıklığı ve şiddeti, alerjik hastalıkların görülme riski artar.
> Nezle, sinüzit, öksürük, geniz akıntısı, soğuk algınlığı ve boğaz ağrıları olur.
> Sık sık bronşit ve zatürre ihtimali doğar.
> Kulak enfeksiyonlarının sayısı ve rahatsızlık duyulan süresi uzar.
> Hamilelikte ve sonrasında sigara içmiş annelerin çocuklarında hiperaktivite gibi davranış bozuklukları, kanserler, ani bebek ölümleri görülme ihtimali daha yüksektir.
> Sigara dumanına maruz kalmış çocukların okul performansında ve entelektüel başarılarında orta derecede bozulmalar olur.

SİGARA GENÇLİĞİNİZİ ALMASIN!
Sigaranın gençler üzerindeki olumsuz etkileri öncelikle solunum yollarıyla başlar. Sigarayı alkol ile diğer uyuşturucu maddelere geçişte bir basamak olarak algılamak gerekir. Diğer gençlere göre 8 kat daha fazla uyuşturucu kullanma riski d e geç terk ederse başta akciğer olmak üzere kansere yakalanma riski o kadar artar. Aynı zamanda kalp ve felç riskini de öne çeken sigara, enerjisinin zirvesinde olan gençlerin fiziki kondisyonunu düşürür. Spor yapan bir genç, nefes nefese kalıp, giderek hareketsizleşir. Sigara tiryakilerinde 5 kat daha fazla kırışık vardır. Hatta sigara, zararlı güneş ışınlarından daha tehlikelidir.

KÖTÜ ÖRNEK OLMAYIN!
Çocuklar genellikle ilk sigaralarını, 12 yaşında içerler. Kendine güvenen çocuklar, vücutları ile ilgili bilinçlenmiş çocuklar, bu bağımlılıktan kendilerini koruyabilirler. Sigara içimi, ergenlik yaşlarında çoğunlukla psikososyal sebeplerle başlar ve hayat müddetince devam edebilen yanlış davranış tarzıdır. Bundan dolayı sigara içiminin önlenmesinde ergenlik dönemi oldukça önemlidir. Sigara içimi önce deneme biçiminde başlayıp, alışkanlık 3-4 yılda gelişir. Sigara içme sıklığı ve günlük içilen sigara sayısı gençlerde, maalesef yaş arttıkça artmaktadır. Gençlerin sigaraya başlamalarında anne, baba, arkadaş ve aile çevresindeki kişilerin sigara içmeleri, reklamların etkisinin rolü vardır.

KAPALI MEKAN YASAĞI TUTTU!
Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’nin yüzde 40’ı sigara kullanıyordu. Fakat kapalı mekanlarda sigara yasağı ve Sağlık Bakanlığımızın aydınlatıcı ilanları ile bu oran yüzde 15 azaltıldı.

Bebek anne karnından itibaren etkileniyor!..
> Düşük yapma riski fazladır.
> Erken doğumlar görülebilir.
> Bebek düşük kilolu doğar.
> Nikotinin oksijeni yok ettiğinden bebeğin beyin ve fiziki gelişimi yavaşlar.
> Bebekte astım riski artar.
> Zekasının düşük olma ihtimali artar.
> Anne sütü oluşumu ve kalitesi bozulur.
> Hamile kalmadan sigara bırakılırsa tüm bu riskler 4 ay içinde yok olabilir.

SİGARA ÇEVREYE DE ZARAR!
> Sigaranın kötü kokusu çevreyi sürekli kirletir.
> Memleketimizde çıkan orman yangınlarının % 50’sinin sebebi sigara izmaritleridir.
> Şehirlerde çıkan yangınların % 45’ine de yine sigara yol açar.
> Her yıl ülkemizde içilen sigaraların kağıdı sebebiyle 2 milyon ağaç yok olmaktadır.
> İzmaritler sokakları sürekli kirleten baş öğelerdir. Bu biraz da çevreye karşı duyarsızlıktan kaynaklanmaktadır.
> Dünyada 1.2 milyar insanın içtiği sigaradan çıkan duman küresel ısınmayı bile tetiklemektedir.

Gençler NEDEN sigaraya başlar?
> Merak ve özenti
> Yanlış arkadaş seçimi
> Sigara içilen mekanlarda bulunma
> Sigaranın toplumda yetişkinlik algısı olarak görülmesi ve kabul görmesi
> Otoriteye, disipline başkaldırı sembolü olarak algılama
> Sigara içen akraba ve kişilere duyulan hayranlık hissi, benzeşme
> Anne baba gözetiminin zayıf olması
> Bu tür maddeleri kolay elde edebilme
> En önemlisi ise yetişme tarzıdır.
HAFTAYA: BU İLLETTEN NASIL KURTULABİLİRİZ?

Kırmızı lekeler canımı sıkıyor

> H.G.

> Yaşım 16, boyum 1.62 ve kilom ise 57’dir. Kaç kilo olmam lazım? Banyodan çıktıktan sonra göğüs, mide ve sırt bölgeleri başta olmak üzere vücudumda irice kaşıntılı kızarıklıklar meydana geliyor, neden kaynaklanıyor olabilir?

CEVAP: Sevgili kardeşim, şu andaki mevcut kilonun üzerine almaman yeterli, hareketin yeterli ise ve uzun süre bilgisayar başında vakit geçirmiyorsan normal sürdürdüğün hayat tarzına devam et. Bazı insanlarda sıcaklığa maruz kalma sonrası tüm vücutta kırmızı, ciltten kabarık, çeşitli büyüklükte olabilen “sıcak ürtikeri” denen kaşıntılı döküntüler olabilir. Sıcak ürtikeri, kronik ürtikerlerin %7’sini oluşturur. Lokal veya yaygın olabilir. Egzersiz sonrası vücut ısısının artması, sıcağa maruz kalma, sıcak duş, terleme ve heyecanlanmaya bağlı stres sonrasında hemen veya dakikalar içinde ortaya çıkabilir. Genellikle boyunda ve göğüste görülür, tüm vücuda yayılabilir. Sebebi çoğunlukla alerjik mekanizmaların tetiklenmesiyledir. Ilık duş ve sıcağa maruz kalmaktan kaçınmakla çoğu defa kaybolur. Bazen de domates, çilek, kuruyemiş, yumurta, çikolata, peynir gibi mayalı gıdalar ile buğday ekmeğinden 10-15 gün süre kaçınmak gerekebilir. Tüm bunlara rağmen geçmezse ve lüzumu halinde, hekiminin uygun göreceği Tip 1 antihistaminik ilaçlarla son derece rahatlarsın.

Kansızlığı hafife almayın!

> Abdülhamit Yavaş

> Hanımda kansızlık çıktı, gastroskopi ve kolonoskopi yaptırdık, kan yapıcı ilaçlar ve takviyeler aldı fakat yine aynı. Elleri, ayakları, tırnak dipleri hep çatlak, ne tavsiye edersiniz?

CEVAP: Saygıdeğer okuyucumuz, kansızlığın çeşitli tipleri vardır. Yapılacak detaylı tetkiklerle tipi ve miktarı belirlenerek asıl tedavisi ona göre planlanır. Memleketimizde en çok rastlanan kansızlık tipi, daha önce detaylarıyla sayfalarımızda incelediğimiz ve en çok da hanımlarda görülen “demir eksikliği anemisi”dir. Bunun sebebi de bayanların adet kanamalarıyla olan kayıpları ile yetersiz ve dengesiz beslenmeleridir. Özellikle 35-40 yaşından sonra erkeklerde görülen demir eksikliği anemilerde mide-bağırsak sisteminden olabilecek kayıp ve malign (kötü huylu) kanser riski açısından gastroskopi ve kolonoskopi yapmak gerekebilir. Bu da uzman hekimin yapacağı detaylı fizik ve laboratuvar muayeneleri sonucu karar verilecek bir durumdur. Detaylı inceleme yapılmadan verilecek demir tabletleri, kalp ve karaciğer dokularında birikerek istenmeyen hayati olumsuz neticelere yol açabilir. El, ayak ve tırnak diplerindeki çatlaklıklar, cilt veya diğer sistemik hastalıkların seyrinde de olabilir. Sebebi konusunda yapılacak tetkiklerle ancak kesin yorum yapılabilir. Size tavsiyem, bir üniversite hastanesinin Hematoloji bölümüne müracaat edip gereklerini yapmanızdır.