Damat tarafı akrabanız mıydı?

Arkadaşın annesi güngörmüş bir Anadolu kadınıydı… Seksenine merdiven dayamıştı. Yeğenine dünür olmuştuk da, durumumuzu söylerken, maddi imkânımızın pek de öyle ahım şahım bir şey olmadığını baştan söyleyelim demiştik. “Ah kızım, biz neler gördük?” diyerek önemli olanın dinini diyanetini bilmek olduğuna vurgu yaparak üç sene önce şahidi olduğu olayı anlattı:
“Komşumuzun kızıydı. Dünya güzeli bir kızcağızdı… Bir gün davetiyeleri geldi. Eh komşumuzun düğünü olur da gitmemek olur mu? Kalktık düğünevine gittik… Her iki tarafın da akrabası, konu komşusu vardı. Pek kimseyi tanımıyorduk. Ne de olsa komşusuyduk… Gelin kız pek neşeli, annesi pek neşeliydi. Babasının ise mutluluktan gözü hiçbir şeyi görmüyordu…
Düğünevine girdiğimiz andan itibaren orkestranın sesi kulaklarımızı doldurmuştu… Bir ara gelinin anneannesiyle karşılaştık. Bir kenarda masada oturmuş dalgın ve şaşkın halde insanları seyrediyordu.
-Düğününüz hayırlı kademli olsun, dedim.
Beni görünce çok duygulandı. Kendini anlayacak birisini bulmuş olmalı ki kulağıma eğilip kaygısını fısıldadı:
-Kızım pek üzüntülüyüm pek…
-Hayırdır… İnsan torununun düğününde sevinir üzülmez…
-Hiç Allah kelamı edilmedi… Ne bizim taraftan ne öte taraftan… Pek üzüntülüyüm pek…
-Ne yaparsın ahiretlik, yeniler biraz düşkün oluyor işte müziğe eğlenceye…
Neyse düğün sahiplerine hayırlı olsun dedik. Gelin kızımıza takımızı taktık. Kimseleri pek tanımadığımız için de âdetimizi yapıp düğün salonundan ayrıldık…
Birkaç gün sonra gelin kızın annesiyle karşılaştım yolda… Ayaküstü sordum:
-Kızın yeni evine yerleşti mi? İyiler mi?
-Çok iyiler komşum… Bir görsen evlerini… Şöyle nasıl dayalı döşeli bir görsen… Mobilyalar maundan… Tül perdeler dantelden… Parkeler koridorlara varana dek ithal…
-Maşallah maşallah
-Damadın zaten çok iyi bir işi var… Ev de kendilerinin. Arabası da… Varlıklı bir aile… Herkese nasip olmaz…
-Allah mesut bahtiyar etsin… Damat tarafı akrabanız mıydı?
-Yok… Tanımıyorduk…
-Yani kimlerden olduğunu bilmiyor muydunuz?
-Yok… Kocamın arkadaşları tavsiye etmiş. Çok varlıklılar demiş… Gerçekten de varlıklı bir aile…
Aradan bir hafta mı ne geçmişti… Bir gün yine sokağımıza kurulan sebze-meyve pazarına inmiştim. Kapılarının önünden geçerken bir uğrayayım dedim.
Kapıyı açtığında komşumun çehresini görünce bir tuhaf oldum. Evinden cenaze çıkmış gibiydi:
-Komşum iyi misin, dedim şaşkınlığımdan…
Cevap veremedi… Konuşmaya takati yok gibiydi… İçeri buyur etti sadece… Derken salonda kızıyla karşılaştım. Devamı yarın

Comments are closed.