Dedemin fenalaştığı gece

Dedemin fenalaştığı gece



 “Sabah olunca tüm köydekiler haber almış, erken saatlerde evimize koşuşturmuşlardı.”

 

Gece kar ve tipili havada misafirlerimizi yolcu edip çardağa koyunlarımızı gece yemlemesi için gitmiştik. Bu şekilde ölen bir kuzucuk gördüğümde o gün üzüntüden çardaktan çıkmazdım. Koyunlar kapı önünde yavrulamasın diye kapının iç tarafına taşlar döşerdim. Sonrada kapı kapalı olduğu için pencereden çıkardım, Sonrasında da pencerenin tam kapanması için pencerenin çengelini dışarıda çardağın kerpiç duvarına çaktığım iskete mıhına iple sıkı sıkıya bağlardım. Dedem de her sabah bu kapıyı açarken zorlandığı için bana sürekli bağırırdı.

Biz çardağa gittiğimizde rahmetli dedem abdest yoluna gitmiş ama orada kalp sıkıntısı geçirmiş. Güçlükle içeri girebilmiş. Biz eve geri döndüğümüzde annem yer yatağını sermiş, sırt yastıklarını dikleştirmiş ve dedemi ortaya babamla birlikte yatırmışlardı. Dedem içinden bir şeyler okuyor tekbirler getiriyordu. Annem de panik hâlindeydi. Gözlerindeki yaşları da saklamaya çalışarak bir şeyler yapma çabası içerisindeydi. Ninem ise ara sıra sıkıntı çektiği her hâlinden belli olan dedeme sesleniyordu:

“Dado!.. Dado nasılsın iyi misin?” diyebiliyordu. 

Babam birkaç sefer dışarı çıktı. Yol durumunu inceledi. Arabanın durumuna baktı ama nafile… Köyden bu havada Konya’ya gidilmesi mümkün değildi. Her yer tipiydi. Fırtınaydı… Köy yolları saatler öncesinden zaten kapanmıştı.

Kadere teslim olmaktan başka bir yol da yoktu zaten. Geceyi o şekilde geçirmiştik. Sabah olunca tüm köydekiler haber almış, sabah erken saatlerinde evimize koşuşturmuşlardı. Dedem sıkıntılı bir gece geçirmiş olmasına ve yorun olmasına rağmen hâlen etraftakilerine telkin ve güven veriyordu.

Babam sürekli yol durumunu inceliyor ama umut verici bir durum görünmüyordu. Çaresizce dedemi olabildiğince az hareket ettirerek istirahat ettiriyor hafif çorba vererek açlığını gideriyorduk.

Öğlen saatlerinde biraz daha dedemin rengi düzelmiş biraz daha kendine gelmişti. Artık rahat konuşabiliyordu.

Dedemin o anda orada hayatımı baştan aşağıya değiştirecek bir konuşma yaptığını, ne ben ne de oradakiler anlayabilmişti.

Sanıyorum o anda Rabbimin bir lütfu tecelli etmiş ve dedem o konuşmayı yapmıştı.

El işareti yaparak herkesin susmasını istedi ve fersiz hâliyle konuşmaya başladı. Acaba ne diyecekti? DEVAMI YARIN

Comments are closed.