Delirecek gibi oldum!..

Delirecek gibi oldum!..



“Delirecek gibiydim. Varlık ile yokluk arasında gidip geldim bir an… Çünkü babam hayatta ve ayaktaydı.”
 

Asansörde karşılaştığımız amcam “doktorlar ümit vermiyor” demişti. O an 18 senelik hayatım bir anda anlamsızlaştı. Gözümün önünden hızlı bir film şeridi gibi geçti. Kelimelerle tarifi olmayan bir boşluğa düşüverdim…

Asansör kapısının açılmasıyla ailedeki kadınların gözyaşları içindeki hâli acımı ikiye katladı. Sonrasını hatırlamadığım birkaç dakikadan sonra ağabeyim kolumdan tutup hava almam için beni aşağıya indirdi. Ben “babam!” diyor başka bir şey demiyordum…

Asansör zemin kata indi… Kapı açıldı… Ve o an tarif edemeyeceğim bir şey oldu…

Babam… Babam karşımızdaydı… Aman Allah’ım babam ayaktaydı ve karşımızdaydı…

Delirecek gibiydim. Varlık ile yokluk arasında gidip geldim bir an…

“Baba!” diye nasıl koşup boynuna sarıldım bir görseniz… Babam hâlimi görünce şoke olmuştu. Ama benim o sarılma anım her ikimizin duygusuna yetiyordu zaten…

Hıçkırıklarım sevinç ile korkunun ortak duygusuydu… Akıl mantık devre dışıydı… Babam durumu anlamıştı… Ortada bir yanlış anlaşılmanın olduğunu fark etmişti…

Sakin bir dille, bebek saçını okşar gibi başımı okşayıp sakin bir dille anlattı.

“Yavrum hasta olan babaanneniz, ben değilim. Sen yanlış anlamışsın çocuğum” dedi.

Ardından, neredeyse kemikleri kırarcasına bir kucaklaşma ve o kucaklaşmanın verdiği huzur…

Tarifi, kelimelerin kifayetsiz kalmasına sebep olan o anlardan sonra “baba” kavramını gerçek anlamda idrak edebildim.

Meğer ablam telefonda; aylardır yatalak olarak yatağa mahkûm olan babaannemin fenalaşarak, Esenyurt’ta özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesine kaldırıldığını, çoğu aile üyesinin de orada bulunduğu söylemiş. Ablam, yaşananların vermiş olduğu şaşkınlık üzüntü ile acele ve çabuk çabuk konuşurken ben de babamı düşündüğüm için onun ağzından çıkan sözleri “babaanne” olarak değil de “babam” olarak anlamışım.

Başımdan geçen o bir saat, sonra babama kavuşmam koca bir hayatın tüm yorgunluğuna değdi inanın. Şairin dediği gibi “En çok baba şarkısıyla inleyen bu şehir, o gece baba haykırışlarıyla tekrar tazeledi anılarını…”

Bu kafamı karıştıran hadiseden bir hafta sonra da babaannem hayata gözlerini yumdu. Bu dünyadan ebedi istirahatgâhına irtihal etti.

Onun giderken bile bizi babama bağlayan o hâli sebebiyle biricik babaannemi daha bir hasretle anacağım… Mekânı cennet olsun…

            Furkan Özdemir-İstanbul