Dört Halife’yi sevmek müminlere farzdır!..

Dört Halife’yi sevmek müminlere farzdır!..



Ebû Bekr-i Sıddîk namâza, Ömer-ül Fârûk zekâta, Osmân-ı Zinnûreyn oruca, Alîyyül Mürtedâ ise hacca benzer, buyurmuşlardır…

 

Ehl-i sünnet âlimleri buyurdu ki: “Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) eshâbının en üstünü; sırasıyla, Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osmân ve Hazreti Alî’dir…” 

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Muhakkak Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri, sizin üzerinize namâzı, orucu, haccı ve zekâtı farz etti ise, Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Alî “radıyallahü teâlâ anhüm” hazretlerinin sevgilerini farz etti. Her kimse bu dördünden birine buğuz ederse, onun ne namâzını kabul eder. Ve ne orucunu kabul eder. Ve ne zekâtını ve haccını kabul eder. Kıyâmet günü kabrinden Cehenneme gitmek üzere haşr olunur.)

(Zamân ve mekândan mukaddes, kemiyyet ve keyfiyyetten münezzeh olan Allahü teâlâ, Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Alî’nin sevgisini sizin üzerinize farz etmiştir. Nasıl ki, namâzı ve zekâtı, orucu ve haccı farz etmiştir. Nasıl ki, tenleriniz [vücutlarınız] namâzın ve zekâtın ve orucun, haccın şerefi ile şereflenir ise, kalpleriniz de, Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Alî hazretlerinin muhabbetleri ile süslenir, şerefli olur. Âgâh olunuz. Her kim benim ümmetimden, bedeni ile namâz kılar ve eliyle zekât verir ve ağzı ile oruç tutar ve ayağı ile hacca gider; Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Alî’yi kalbi ile dost edinir, o kimse, Allahü tebâreke ve teâlâ huzûrunda, Cebrâîl ve Mikâîl (aleyhimesselâm) gibidir. Her kim namâz kılar, zekât verir, oruç tutar ve hacceder ve lâkin, gönlü ile Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Alî’yi sevmezse, o kimse, Allahü teâlâ celle şânühü dergâhında İblîs (şeytan) gibidir ve İblîs’ten kötü ve melundur.)

Eğer bir kimse, cehâlet ve tembellikten dolayı ömrü boyunca az ibâdet işlemiş olsa ve şartlarını yerine getirememiş olsa, kalbiyle bu dört serveri sevse, sonunda Firdevs-i alâya gelir. Eğer bir kimse Hazreti Nûh ve Hazreti Lokmân “aleyhimesselâm” hazretlerinin ömrü kadar yaşayıp, her sâatinde bir çeşit hizmet ve taat işlese, kalbinde bu Çihâr yâr-i güzîne, bir zerre buğuz olsa, Lazy Cehenneminden başka yere gitmez. Sonunda, bin sene taat ve ibâdet, bir zerre sevilenlere buğuz ile faydasız hâle gelip, Cehennemlik olur. Bin sene boyunca hatâ ve masiyyet işlese, bir zerre Çihâr yâr-i güzîne sevgisi ile Cennetlik olur. Tabiatıyla, sünnîlerin [ehl-i sünnet itikâdında olanların] günâhından îmân ve tevhîd ve saâdet kokusu gelir. Mübtedilerin [bid’at fırkasında olanların] taat ve ibâdetinden küfür ve ilhâd ve şekâvet kokusu gelir…

Ebû Bekr-i Sıddîk namâza, Ömer-ül Fârûk zekâta, Osmân-ı Zinnûreyn oruca, Alîyyül Mürtedâ ise hacca benzer, buyurmuşlardır… (Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn)