Dört şeyde muhalefet

Şakîk bin İbrâhim hazretleri buyurdu ki:
İnsanlar, dört şeyde sözle kabul ettiler, fakat fiilen muhâlefet ettiler.
1- “Biz Allahın kullarıyız!” dediler. Fakat bir kul, köle gibi değil, bir hür kişi gibi davrandılar. 2- “Allah bizim rızkımıza kefildir” dediler. Fakat kalbleri dünyalıktan başka hiçbir şeyle tatmin olmadı. 3- “Âhiret dünyadan hayırlıdır!” dediler. Fakat devamlı dünyalık toplamakla meşgûl oldular. 4- “Bizler mutlaka öleceğiz!” dediler. Fakat hiç ölmeyecek insanlar gibi davrandılar.
Hazreti Ömer buyuruyor ki: “Çalışınız, kazanınız, Allahü teâlâ rızkımı çalışmadan gönderir, demeyiniz! Allahü teâlâ, gökten para yağdırmaz.”
Hazreti Lokman Hakîm, oğluna nasihat verirken buyurdu ki: “Çalış, kazan! Çalışmayıp, herkese muhtaç kalanların dini ve aklı noksan olur ve iyilik etmekten mahrum kalır ve herkesten hakaret görür.”
Büyüklerden birine sordular: “Özü sözü doğru olan tüccar mı, yoksa geceleri namaz kılan, gündüzleri oruç tutan abid mi yüksektir?” “Emin olan tüccar daha kıymetlidir. Çünkü, şeytanla her saat cihad etmektedir. Şeytan, alışta, verişte, tartmada onu aldatmaya uğraşmakta, o ise Allahü teâlânın emrini, rızasını gözetmektedir” dedi.
Hazreti Ömer buyuruyor ki: “Alışveriş ederken, helal kazanırken can vermeyi, başka şekilde ölmekten daha çok severim.”
İmam-ı Ahmed ibni Hanbel‘den sordular ki: “Her gün sabahtan akşama kadar camide ibadet edip Allahü teâlâ, benim rızkımı nereden olsa gönderir diyen bir kimse nasıl bir adamdır?” Cevabında buyurdu ki: “Bu kimse cahildir. İslamiyet’ten haberi yoktur. Çünkü, Resulullah buyurdu ki: (Allahü teâlâ benim rızkımı, süngümün ucuna koymuştur.) Yani rızkım, İslam dinine ve Müslümanlara saldıran kâfirlerle savaş etmekle gelmektedir.”
İmam-ı Evzai, İbrahim Edhem‘i gördü ki, sırtında bir yığın odun götürüyor. “Niçin bu kadar sıkıntı çekiyorsun? Kardeşlerin, seni hiçbir şeye muhtaç bırakmıyor” dedi. İbrahim Edhem hazretleri buyurdu ki: “Öyle söyleme, hadis-i şerifte (Helal kazanmak için sıkıntı çekenlere Cennet vacib olur) buyuruldu.”