Dünya malı, dünyada kalır…

Dünya malı, dünyada kalır…



Mısır’da yetişen evliyanın büyüklerinden Leys bin Sa’d hazretleri bir gün sevdiklerine;

“Kardeşlerim! Dünya malı dünyada kalır, ona sakın gönül bağlamayın” buyurdu.

Ve şunu anlattı:

Bir “fakir” adamla “zengin” birisi, birlikte yolculuğa çıkmış ve bir yerde mola vermişler.

Fakir olan, oradaki bir ağacın altına uzanıp uyumuş. Bir müddet sonra zengin, onu uyandırıp;

“Kalk, karanlık basmadan biraz daha yol alalım” demiş.

Fakir, gözünü açmış.

Ve zengin adama;

“Niye beni uyandırdın? Ne güzel rüya görüyordum” demiş.

Zengin, sormuş ona:

“Hayrola, ne görüyordun?”

“Sorma, çok zengin olmuşum. Köşklerim, saraylarım ve etrafımda dönen hizmetçilerim vardı.”

Zengin ona bakmış.

Alaylı bir tavırla sormuş:

“Şimdi ne oldu o malların?”

“Gözlerimi açınca, hepsi kayboldu.”

Zengin gülmüş;

Yine alaylı tavırla;

“Ne yapayım öyle malı. Gözlerin açılınca hepsi kayboldu” demiş.

Bu defa fakir sormuş:

“İyi de, sen ölünce malların kaybolmayacak mı?”

“Kaybolacak tabii…”

Bunun üzerine;

“O zaman farkımız ne? Benim mallarım, gözlerimi açınca kayboldu, seninkiler de gözünü kapayınca kaybolacak” deyip, taşı gediğine koymuş…