Dünya ne kadar güzelmiş

Dünya ne kadar güzelmiş



“Orada çalışan kasiyer genç kızı görür görmez içinden bir şeyler kopup gelmiş…”

 

 

Bütün üzüntüler, bütün sıkıntılar bir yana, aşk bir yana… Hayatta sevmek kadar güzel, sevmek kadar yüce, sevmek kadar hoş bir duygu olabilir mi?

İstanbul’un şirin semtlerinden biri olan Çengelköy’de yaşıyorum. Yıllar önce ağabeyimin yaşadığı ibretlik bir hatırayı sizinle paylaşmak istiyorum…

Ağabeyim lösemi hastasıymış. Genç yaşta yakalandığı bu dert sebebiyle yaşama sevincini kaybetmiş… Doktorlar ona demese de o ömrünün çok kısa sürede biteceğini kurtulma şansı olmadığını biliyormuş.

Annem babam ailecek ağabeyime bu durumu belli etmemeye çalışıyormuş. Allah nasip ederse bu hastalığı yeneceğini ve kurtulacağını söylüyorlarmış.

Hatta bir gün babam onun çok sevdiği bilgisayarı alıp getirerek demiş ki:

“Sen çok istiyordun ya işte aldım bilgisayarını.”

Ağabeyim bilgisayarı görünce biraz sevinmiş. Ama o sevinci kısa sürmüş. Tekrar üzüntüsü yüzüne yansımış:

“Nasıl olsa öleceğim” diyerek bilgisayardan ayrılacağı için sanki daha fazla üzülmüş. Ama buna rağmen yine de bilgisayarı kurcalamaya ve bilgisayarla ilgilenmeye başlamış… O yıllarda müzik marketlerde CD satışları varmış.

Ağabeyim de bilgisayarına bir CD almak üzere sokaktaki müzik markete gitmiş… İşte ne olduysa orada olmuş. Orada çalışan kasiyer genç kızı görür görmez içinden bir şeyler kopup gelmiş. Bir yaşama sevinci başlamış kendisinde… Çünkü ne zaman istese o markete gittiğinde o kızı göreceğini biliyormuş. Ve artık evde kendini hapsetmemeye başlamış. Hayata küsmüş olan delikanlı gitmiş yeniden yaşama sevincine kavuşmuş bir genç gelmiş… Öyle ki hiçbir zaman aklından çıkartamadığı hastalığını o günden sonra dile bile getirmez olmuş.

CD’sini alırken ona “tekrar görüşmek” üzere demiş. Kasiyer kız da “yine bekleriz” demiş…

O akşam eve geldiğinde elindeki CD paketini hiç açmadan dolabına koyup yatağına uzanmış. Hayal dünyasına dalmış gitmiş… Bilgisayarının başına geçmiş ve yazmaya başlamış duygularını:

“Dünya ne kadar güzelmiş be bilgisayar! Ama yaşamasını bilirsen…”

Ve o günden sonra her gününü not etmeye bir günlük gibi yazmaya başlamış. Yazdıkça içindeki özlem derinleşmiş… Derinleştikçe yazmaya doyamaz olmuş…

Ertesi gün büyük bir mutlulukla yine müzik markete gitmiş. Yeniden bir CD daha beğenmiş. Elbette bu defa amacı CD almak değilmiş. O gördüğü kız ile bir kez daha göz göze gelmek ve bir cümle de olsa konuşabilmekmiş… DEVAMI YARIN