“Dünya, onları okları ile vurur!”

Hazreti Ali, bir gün ölümü hatırlatarak şu nasihatlerde bulundu: 
“Ey Allah’ın kulları! Vallahi ölümden kurtuluş yoktur. Önüne durursanız yakalar, kaçarsanız yetişir. Kurtuluş yoluna koşunuz! Acele edin! Acele edin! Arkanızda sizi hemen isteyen bir kabir var. Onun sıkmasından, karanlığından ve yalnızlığından korununuz. Kabir ya cehennem çukurlarından bir çukur, ya da cennet bahçelerinden bir bahçedir. O her gün üç defa lisan-ı hal ile: ‘Ben karanlıklar eviyim! Ben yılan çıyan yuvasıyım! Ben yalnızlık diyarıyım!’ der. 
Dikkat edin! Ondan ötesi daha da kötüdür. Ateşinin ısısı yüksek, dibi derin ve zinetleri de demir kelepçelerdir. Cehennemin ötesinde ise muttekiler için hazırlanmış, genişliği yer ve gökler kadar olan cennet vardır. Allah bizleri ve sizleri müttekilerden kılsın! Bizleri ve sizleri elem verici azaptan korusun. 
Ey Allah’ın kulları! Dünya hayatı sizi aldatmasın. Çünkü dünya, belalarla çevrili, fâniliği ile maruf ve aldatıcılığı ile meşhur bir yerdir. Oradaki herşey yok olmaya mahkumdur. Dünyadakiler arasında devamlı bir mücadele ve el değiştirme vardır. Dünyadakiler dünyanın şerrinden asla beri olamazlar. Bir bakarlar bolluk ve neş’e içindeler, bir de bakarlar ki başlarına bir bela gelmiş, dünya onları aldatmış! 
Dünya hayatı yerilmiştir, bolluğu sürekli değildir. Orada herkes hedeftir, dünya onları okları ile vurur, ölümü ile helâk eder. 
Ey Allah’ın kulları! Siz bu dünyadan göçüp gidenlerden farklı değilsiniz. Onlar sizden daha uzun ömürlü, daha kuvvetli, daha mamur beldelere ve daha ölmez eserlere sahip idiler. Birkaç nesil sonra sesleri sakinleşti ve tamamen duyulmaz oldu. Onlar, hayattan sonra ölümü, refahtan sonra sıkıntıyı tattılar. Dostlarından ayrıldılar, toprağı mesken edindiler, dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktılar. 
Ey Allah’ın kulları! Alçak gönüllü, mütevazı ve Allah korkusundan dünya değiştiren kullar gibi siz de Allah’a isyan etmekten sakınınız.”

> NOT: Hakk’ın rahmetine kavuşan yazarımız Mehmet Oruç’un vefatından önce kaleme aldığı yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz.