Ebû Abdullah Bâhilî

Ebû Abdullah Muhammed Bâhilî rahmetullahi aleyh, Cezayir’de yaşamış olan fıkıh âlimlerindendir. Becâye’de doğdu. Doğum târihi bilinmeyen Bâhilî, 744 (m. 1343) senesinde vefât etti. Helâl yemek ve helâlinden giymek hakkında buyurdu ki: 
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Allahım! Bana helâlinden vermek sûretiyle, haram olana muhtaç kılma. Fadlınla, senden başkasına beni muhtaç etme!”
Câbir bin Abdullah’ın (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah buyurdu ki: “Sizden biriniz, rızkını tamamlamadıkça ölmeyecektir. O hâlde, Allahü teâlâdan korkun. Ey insanlar! Talebi güzel yapın. Helâl olanı alınız. Allahü teâlânın haram kıldıklarını gözetiniz (onları almayınız).”
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah buyurdu ki: “Allahü teâlâ tayyibdir. Ancak tayyib olanı (temiz olanı) kabûl eder. Allahü teâlâ resûllerine tayyibi (temiz ve helâl olanı) emrettiği gibi, mü’minlere de bunu emretti.” 
Allahü teâlâ meâlen şöyle buyurdu: “Ey Resûller! Helâl şeylerden yiyiniz ve sâlih amel işleyiniz. Çünkü ben, ne yaparsanız hep bilirim.” (Mü’minûn-51) ve “Ey mü’minler! Size verdiğim rızıkların temiz ve helâlinden yiyin ve Allaha şükredin, eğer hakîkaten ona kulluk ediyorsanız” (Bekâra-172) meâlindeki âyet-i kerîmeleri okudular. Sonra “Yüzü gözü toza bulanmış, saçı dağınık olduğu hâlde uzun bir sefere çıkıp, sonra elini semâya kaldırıp, yâ Rabbî, diye yalvaran, fakat yediği haram, giydiği haram, içtiği haram ve haram gıda ile beslenmiş böyle birisinin duâsı nasıl kabûl olunur?” buyurdular.
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, onlardan birisi aldığı malın, helâl mi, yoksa haram mı olduğuna aldırış etmeyecektir.”
Utbe bin Yezîd, Hazreti Îsâ’nın şöyle dediğini rivâyet etti: “Ey zaîf olan Âdemoğlu! Nerede olursan ol, Allahü teâlâdan kork. Helâlinden ye, evini mescid edin. Dünyâda misâfir gibi ol! Kendini ağlamaya, kalbini tefekküre, bedenini sabra alıştır.”
Fudayl bin Iyâd buyurdu ki: “İnsanlar, doğruluk ve helâl rızıktan daha faziletli bir şey ile süslenmemiştir.” Bunun üzerine oğlu: “Babacığım, helâl kıymetlidir” deyince, “Ey oğlum, helâlin azı da Allahü teâlânın katında çoktur” dedi.