Ebû Bekr-i Saydelânî

Ebû Bekr-i Saydelânî rahmetullahi aleyh, Türkistan’da Merv şehrinde yetişen âlimlerin meşhûrlarındandır. Fıkıh, hadîs ve diğer ilimlerde derîn âlim idi. 427 (m. 1036) senesinde vefât etti. Muhtasar şerhi ve başka eserleri vardır. Bir dersinde buyurdu ki:
Gece ibadet etmek, kalbin nurlanmasına vesile olur. Çoğu kimse gece uyanamyor ve bu nimeti elden kaçırıyor. Gece ibâdetine kalkmayı kolaylaştıran bâtınî sebepler şunlardır:
1- Kalbin, Müslümanlara kin beslemekten, bid’atlerden ve fuzûli dünyâ meşgalelerinden kurtulmasıdır. Dünyâ düşüncelerine dalmış kimsenin, geceyi ihyâ etmesi kolay olmaz. Gece ibâdet için kalksa bile, ibadet ederken, sâdece kendisince mühim dünyâ işleri hakkında düşünür ve ibâdeti hep vesvese ile geçer. Böylelerinin durumu hakkında denilir ki: “Sen, uyandığın zaman da yine uykudasın!..” Bu gibilerin uyanıklığı da gafletle geçtiği için, uyku ile uyanıklıkları arasında bir fark yoktur.
2- Devamlı Allah korkusu ve âhırette hâlinin ne olacağı korkusudur. Kul, âhıretin güçlüklerini ve Cehennemin derekelerini düşündüğü zaman uykusu kaçar ve korkusu artar. Bu sayede de, gece ibâdetine devam eder. Nitekim büyük âlim Tâvûs buyurdu ki: “Cehennemi düşünmek, âriflerin uykusunu kaçırır.” Şöyle anlatılır: Basra’da Suheyb adında, bütün geceyi ibâdetle geçiren bir köle vardı. Efendisi ona, “Senin bu gece ibâdetin, gündüz iş yapmana mâni oluyor” deyince, o da, “Cehennemi hatırladığım zaman, gözlerime uyku gelmiyor” dedi.
3- Gece ibâdetinin faziletini, bu husûstaki âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve büyüklerin sözlerinden öğrenmektir. Böylece, insanın içinde onun sevâbını kazanmak için bir şevk ve istek hâsıl olur. Bu şevk onda, daha fazla sevâb kazanma ve Cennetin yüksek derecelerine kavuşma arzusunu arttırır.
Şöyle anlatılır: “Sâlih zâtlardan birisi, bir gazâdan dönmüştü. Çoluk-çocuğu onu evde bekliyorlardı. O zât, eve gitmeden doğru mescide gidip, sabaha kadar ibâdetle meşgûl oldu. Sabahleyin evine gittiğinde hanımı, “Seni bekledik. Fakat gelmedin” dedi. O zât bunun üzerine şöyle dedi: “Ben gazâdan dönünce, mescidde sabaha kadar namaz kıldım. Bütün gece, Allahü teâlânın, Cennette mü’minlere vereceği ni’metleri düşündüm.”
4. Geceyi ihyâ etmek, Allahü teâlâya olan sevginin en şerefli yollarındandır. Kişi Allahü teâlâyı sevince şüphesiz Allahü teâlâyı yalnız iken anmaktan, bütün gece ona yalvarıp yakarmaktan tat alır. Bu lezzetlerden uzak kalmak istemez.

Comments are closed.