Ebu Cafer Begâvî

Ebu Cafer Begâvî hazretleri hadis hafızlarındandır. 158 (m. 774)’de İran’da Nişabur’da doğdu. Ha­dis ilminde hafız mertebesine ulaştı. Daha sonra Bağdad’a yerleşip orada hadis öğretti. Talebeleri arasında, başta Buhârî olmak üzere, diğer Kütüb-i Sitte müel­lifleri bulunmaktadır. 244 (m. 858)’de Bağdad’da vefat etti. Buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimde merhamet, şefkat ve yumuşaklık hakkında pek çok âyet-i kerime vârid olmuştur. Tevbe sûresinin yüzyirmisekizinci âyetinde meâlen: (Ey insanlar! Size içinizden bir Peygamber geldi ki, sizin günah işlemenizden ve çirkin hareketlerinizden incinir. Size çok düşkündür. Müminlere çok merhametlidir, onlara hayır diler) buyurulmuştur.
Hadis-i şeriflerde Resûlullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Allahü teâlâ refiktir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri ve başka hiçbir kimseye vermediğini yumuşak davranan mümine ihsan eder.) (Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur.) (Kendine yumuşaklık verilen mümin kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.) (Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylık, yumuşaklık gösteren mümin kimsedir.) (Kızdığı zaman istediğini yapabilecek bir mümin kimse kızmazsa, Allahü teâlâ kıyamet günü, onu herkesin arasında çağırır. Cennette istediğin hurinin yanına git der.) (Sarı sabır maddesi balı bozduğu gibi, kızgınlık da imanı bozar.) (Rıfk sahibi olan, dünya ve ahiret iyiliklerine kavuşur.) (İnsanlara kolaylık ve rıfk gösteren mümin, Cehenneme girmez.) (Mümin öyle yumuşaktır ki, yumuşaklığından dolayı ahmak sanılır.) (Nimete kavuşmuş olanlardan, tevazu gösterene ve kendini hep kusurlu bilene, helalden kazanıp, hayırlı yerde sarf edene, fıkıh bilgileri ile hikmeti [tasavvufu] birleştirene, helale harama dikkat edene, fakirlere acıyana, işlerini Allah rızası için yapana, huyu güzel olana, kimseye kötülük yapmayana, ilmi ile amel edene ve malının fazlasını dağıtıp, lafının fazlasını saklayana müjdeler olsun.)
Bir kimse, Resûlullah efendimizden “sallallahü aleyhi ve sellem” nasihat isteyince: (Kızma) [sinirlenme!] buyurdu. Birkaç kere aynı şekilde sorunca, hepsine de (Gazap etme!) [sinirlenme!] buyurdu.]