Ebû Fadl Salih bin Ahmed

Ebû Fadl Salih bin Ahmed rahmetullahi aleyh, Hanbelî mezhebinin imâmı Ahmed bin Hanbel hazretlerinin büyük oğludur. Hadîs ve fıkıh âlimidir. 203 (m. 818) senesinde doğdu. 266 (m. 879)’da İran’da İsfehân’da vefât etti. Vefatına yakın bir talebesine buyurdu ki:

Tevhîd, (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) demektir. Mânası şudur: (Hak teâlâ hazretleri birdir, şerîki ve benzeri yoktur ve Muhammed aleyhisselâm sevgili kulu ve hak Peygamberidir.) Peygamberimiz buyurdu ki:
(Bir kimse, kelime-i tevhîdi dese, Hak teâlâ hazretleri ile o kelime arasından perdeler kalkar ve kelime, doğrudan doğruya Allahü teâlâ hazretlerine gider. Allahü teâlâ buyurur ki: Ey kelime, dur! Kelime der ki: Beni söyleyen kulu affetmeyince duramam!.. Hak teâlâ hazretleri, o zaman buyurur ki: İzzetim, celâlim, kudretim, kemâlim hakkı için beni zikreden kulumu affettim.)
Bu kelime-i tevhîdi çok zikreyle! Zîrâ Mûsâ aleyhisselâm cenâb-ı Hakka sordu: Yâ Rabbî! Bir kulun kelime-i tevhîdi söylese, sen o kula ne ecir verirsin? Allahü teâlâ hazretleri cevabında meâlen, (Ben o kulumdan râzı olup, Cennet ve cemâlimle onu mesrûr eylerim) buyurdu. İşte bu kelime-i tevhîdi söyleyen kimseye, Hak teâlânın vereceği in’âm ve ihsânı Allahü teâlâdan başka kimse bilemez.
Kelime-i tevhîd söyleyince, Arş-ı âlâ titrer. Resûlullah buyurdu ki: (Hak teâlâ hazretleri bir direk yaratmıştır. Kelime-i tevhîdden bu direk de titrer ve Arş’ı titretir. Arş titreyince, Hak teâlâ hazretleri Arş’a, sâkin ol emrini verir ve Arş’ın mukabelesiyle yine o kelime-i tevhîdi söyleyen kimse afv-ı ilâhîye mazhar olur.)
Resûlullah buyurdu ki: (Her kim cân-ü gönülden, hâlisen, muhlisen bir kere kelime-i tevhîd söylese, Hak teâlâ hazretleri, o kimseye Cennet-i âlâda dörtbin derece ihsân eder ve dörtbin günahını bağışlar.)
Eshâb-ı kirâm sordular: Yâ Resûlallah! O kimsenin dörtbin günahı olmazsa? Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki, (Ehlinin, evladının ve akrabâ ve teallukâtının günahlarından bağışlanır.)