Ebû Muhammed Ayderûsî

Ebû Muhammed Ayderûsî hazretleri, Yemen evliyâsındandır. 1538 (H.945) senesinde Yemen’de doğdu. Küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Âlim bir zât olan babasından ilim öğrendi. Annesi Fâtıma binti Abdurrahmân da, evliyâlık derecelerine kavuşmuş bir hanımdı. Onun terbiyesi ile yetişti. Daha sonra hacca gitti. Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevveredeki birçok âlimden ilim öğrendi. Fıkıh, hadîs, tefsîr ve usûl ilminde yükseldi. Memleketine dönüp ilim ve edeb öğretmeye, ders vermeye başladı. Allahü teâlâ ona uzun ömür verdi. Çok cömert olup, îtibâr sâhibiydi. Asrının büyük âlimlerinden olduğunu herkes kabul etti. Yumuşak huyluluğu yanında heybetli olması ile karşısındakine saygı telkin ederdi. Susması çok olup, lüzumsuz konuşmazdı. Evinde ibâdetle meşgûl olur, ancak cumâ namazı için veya bir düğün yemeğine çağrıldığında evinden çıkardı. Evinden çıktığında sokaklar onu görmek ve duâ almak isteyenlerle dolup taşardı. Çok kerâmetleri görüldü…
Sevdiklerinden birinin kıymetli bir eşyâsı çalınınca, bu duruma çok üzüldü. Ayderûsî hazretleri, onun bu hâlini görünce; “Falan yere git. Orada bekle, yanına gelen ilk kimseye aldığı malı getirmesini söyle! Getirip verirse güzel. İnkâr ederse onu al buraya getir” buyurdu. O da yanına ilk gelen kimseye söyledi. O kimse aldığı malı getirip eksiksiz teslim etti.
Ayderûsî hazretleri, Yemen’in Terîm şehrinde çok hayır eserleri yaptırdı. Yaptırdığı mescidler meşhûrdur. Mescid-ül-ebrâr ve Mescid-ün-nûr bunlardandır. Yolcular ve fakîrlerin istifâdesi için hurma fidanları dikti. Uzun bir zaman gözleri görmez oldu. Sonra açıldı. Fazîlet sâhibi kimseler onu medheden kasîdeler yazdılar…
Bu mübarek zat, 1610 (H. 1019) senesinin şubat ayında vefât etti. Cenâzesinde sultan ve devlet adamları da yer aldılar. Önceden Yemen’de Terim kasabasının Zenbil Kabristanında hazırladığı yere defnedildi…
Âriflerden biri rüyâsında, Peygamber efendimizi Müdeyhac Mescidinin mihrâbında namaz kılarken gördü. Ayderûsî de Peygamberimize uymuş olarak namaz kılıyordu. Abdullah bin Ahmed de, Ayderûsî’nin arkasındaki safta idi. Ayderûsî, câminin sahn (ortasındaki boşluk) kısmında idi ve üzerine yağmur yağıyordu. Rüyâyı gören zât, bu rüyâsını sâlih bir kimseye anlattı. O kimse rüyâyı şöyle tâbir etti: Bu rüyâ, Ayderûsî’nin Peygamber efendimize tam uyduğuna; yağmur da, kerâmetlerinin çokluğuna delâlet eder. Çünkü onun kerâmetleri çoktur…

Comments are closed.