Eshap arasında çok sevilirdi

Huzeyfet- übnü Yeman (radıyallahü anh), Sahabe-i kiram arasında çok sevilir ve ona ayrı bir itibar gösterilirdi. Çünkü o, Resulullah’ın verdiği “sırlarla” doluydu. Ebu Hureyre de öyleydi.
Zira bu iki sahabi:
“Efendimiz (aleyhisselâm), âlemin yaratıldığı günden yok olacağı güne kadar olmuş ve olacak şeyleri bize bildirdi. Bunlardan bildirilmesi caiz olanları bildirdik, örtülmesi lâzım olanları sakladık” demişlerdir.
Hazret-i Huzeyfe dünyayı sevmezdi.
Daima ahireti düşünürdü.
Hazret-i Ömer, fethedilen memleketlere “Huzeyfe ne isterse veriniz!” diye emir buyurduğu hâlde o, kendi yiyeceğinden fazlasını almadı.
Bir ara vâlilik yaptı.
Medayin vâlisiydi.
Oranın halkı, onun idaresinden son derece memnundu… Döndüğü zaman Hazret-i Ömer, onun hâlini değiştirmediğini gördü.
Boynuna sarıldı.
Ve muhabbetle:
“Sen benim kardeşimsin, ben de senin kardeşinim” buyurdu.
Hazret-i Ömer, halifeliği devrinde Hazret-i Huzeyfe’nin, bir cenazenin namazını kılmadığını gördü.
Ve sebebini sordu.
O da cevap verip:
“O kişi münafıktı!” dedi.
Bunun üzerine “Benim memurlarım arasında münafık var mı?” diye sordu.
“Bir tane var” dedi.
Fakat Hazret-i Ömer’in bütün ısrarına rağmen ismini söylemedi.