“Eşimle bir görüşeyim” dedim!..

“Eşimle bir görüşeyim” dedim!..



“Can taşıyan bir anneye bunu söyleyebilmek bu kadar kolay olabilir miydi?”

 

 

Bir gün radyodan Osman Ünlü hocayı dinlerken bir dinleyici sordu:

“Hocam doktorlar hamileliğin değişik evrelerinde kontrol ederken tıbbi literatüre göre kelimeler kullanarak ‘bu çocuğun özürlü doğma durumu var, bu çocuğu aldırabilirsiniz’ diyorlar, ne yapalım?” diye bir soru geldi.

Hocam da dedi ki:

“Sakın aldırmayın, onun özürlü doğacak olması kesin olmadığı için varsayımla hareket etmek bir canlının ölümüne karar vermek demektir ki sakın bu cinayete ortak olmayın” tarzında bir sürü nasihat etti…

Bu konuşmaların üzerinden aylar geçmişti… Ben de 3. kızıma hamileyim… Doktora gittiğimde 4 aylık olmuştu. Beni riskli gebelik bölümüne gönderdiler. Tahliller yaptırdılar… Sonuçlarla doktora gittik. Yanımda annem de vardı. Annem dışarıda bekliyordu. Doktor tüm tahlilleri tetkik etti inceledi ve “bu bebek sakat” dedi.

Nasıl da rahat söyledi. Nasıl da robot gibi söyledi… Bir can taşıyan anneye kendi canını taşıyan anneye bunu söyleyebilmek bu kadar kolay olabilir miydi? Dünyam yıkıldı… Bendeki bu ruh hâlinden bir kadın doğum uzmanı olmasına rağmen habersiz olabilen bir hekim ne acıdır ki sektör ritüellerine âdeta hasta taşıyan simsar modunda “bunu almalıyız” diyordu…

Ne olacaktı alınca? Ameliyat parası alacaktınız… Hastane parası alacaktınız… Tedavi masrafları alacaktınız… Hekimlik yapmış olarak hem de… Bazıları için bu kadar mı insanlığın önüne geçiyordu bu “PARA”… Hem de insanı sağlığıyla hayatıyla korkutarak mecbur bırakarak… İçimdeki üzüntümü anlatacak kelime bulamıyorum…

Daha da korkutuyordu beni… Bir de meslek yemini etmiş bir hekimin bunu yapmasını hâlen anlayamıyorum… “Önce hastaya zarar verme!” prensibini unutup paraya kodlanan bir yöntem…

“38 yaşındasınız ve bu doğum için riskli…” Bir doktorun söylediğine bakın Allah aşkına…

O bir sürü şey daha söyledi… Yok tahlil, yok sıvı testi, yok şu yok bu… O her yolu bana göre “PARA” kazanmaya çıkan yöntemleri hekimliğini kullanarak bana dayatırken yıllar önce o radyoda dinlediğim sözler ve nasihatler ve mütevekkil ruh hâli geldi hatırıma…

“Eşimle bir görüşeyim” diyerek çıktım dışarı.

Güzel annem de dışarıda benden “erkek bebek haberi” bekliyor. Ben gözlerim dolu dolu… Üzüntümü saklamaya çalışsam da tarif edemediğim kederli hâlimle anneme baktım… Bir kelime konuşursam hıçkırıklara boğulacak gibiydim… DEVAMI YARIN

Comments are closed.