Eşkıyâ, nasıl oldu evliyâ?

Fudayl bin İyad adında bir kimse vardı. Merv ve Ebyurd şehirleri arasındaki sahrada eşkıyâlık yapardı. Adamları, kervanları soyarlar, malları getirip, ona teslim ederlerdi. Hayret edilecek bir husus ki, bu eşkıyabaşı, namaza çok önem verirdi…
Bir gün büyük bir kervan geldi. Adamları kervanı soymaya hazırlanırken biri, durumu fark etti ve altınlarını saklamak için uygun bir yer aramaya başladı. Bir çadır gördü, hemen oraya koştu. İçeride biri, huşu içinde namaz kılıyordu. “Namaz kıldığına göre güvenilir biridir” diye sevindi ve selâm vermesini bekledi. Sonra;
– Bir miktar altınım var, size emanet etmek istiyorum, dedi. Fudayl, çadırın bir köşesini işaret edip;
– Oraya bırak! dedi.
Adam, altınları bırakıp kervanın yanına dönünce, eşkıyâların ve kervandaki eşyâları alıp götürdüklerini gördü. Biraz sonra kervan hareket edecekti. Hareketten önce koşup emanet bıraktığı, altınları almak için çadıra vardı. Baktı ki, biraz önce kervanı soyanlar, kervandan aldıkları malları, altınlarını emanet olarak bıraktığı kimsenin önüne bırakmışlar. O da bunları taksim ediyor. Adam şaşırdı ve “Demek altınları eşkıyâların reisine vermişim” deyip üzüntü ile geri dönerken Fudayl seslendi:
-Altınlarını, bıraktığın yerden al, biz emanete hıyanet etmeyiz!
Adam şaşkınlık ve sevinç içinde, altınları koyduğu yerden alıp kervana koştu… Fudyal’ın adamları; “Reis, bu ne demek oluyor?” diye sorunca Fudayl onlara ibretli bir cevap verdi:
– Bana hüsn-i zan etti. O kimsenin, benim hakkımdaki iyi niyetini doğru çıkardım. Ola ki, Allahü teâlâ da benim kendisi hakkındaki hüsn-i zannımı doğru çıkarır…
Altınların sahibi olan adam çadırdan uzaklaşırken, Ankebût sûresinin “Elbette namaz, insanı çirkin ve dinin yasak ettiği şeylerden alıkoyar” meâlindeki âyet-i kerîmesini ve “Namaz kötülükler için kefarettir. Günahlardan meneder. Bedendeki hastalıkları giderir” hadîs-i şerîfini hatırladı. Sonra, “İnşaallah kıldığı bu namaz onu kötülüklerden uzaklaştırır” diye Fudayl’a hayır duâ etti…
Bu hadiseden kısa bir zaman sonra, Fudayl bin İyad, adamları ile beraber tevbe etti. Aldığı malları geri vererek herkesle helalleşti. Kendisini ilme ve ibadete verdi. Derecesi o kadar yükseldi ki; namaza önem vermesi, onu Allah adamlarından eyledi. O artık “Fudayl bin İyad hazretleri”ydi…