Esnafın oğlu esnaf olurmuş

Para ile yiyecek satın alabilirsin ama iştah satın alamazsın… Ya dostluğa ne demeli? 

Tarihini hatırlamıyorum… Öyle denk geldi. Yanımda bir arkadaşımla eski bir ahbabın lokantasına gittik… Kapıdan içeri girince sarmaş dolaş olduk… “Yel mi attı sel mi?” dedi…  Hal hatır ile birlikte ikramlar başladı… Arkadaşımla birlikte bize güzel bir masa donattı…
Arzu ettiğimizden öte ikramlarda bulunuyor, biz “yapma ne olursun, bunu kim yiyecek?” diye mukabelede bulunuyorduk…
Sağ olsun temiz yemek yapardı dostum… Lezzetli yemek yapardı…  Bir arkadaşını alıp götürdüğünde yüzün kara çıkmazdı…
Derken yemeğin sonuna doğru hatırıma geldi… Bir hoş oldum. Bu benden yemek parası almayacak eyvah… Ben ise iyi biliyorum ki bu lokanta rızık için açılmış bir yer… Dolayısıyla yemek satacak ki para kazanacak… Yani yediğimiz yemeklerin parasını kesinlikle ödemem lazım… Ödemeden asla çıkmam. 
Bu duygular içinde yemeğimizi yedik… Yanımdaki arkadaş da çok memnun olmuştu. Kalkarken “borcumuz ne kadar” demek olmazdı. Bütün bir banknotu çıkartıp “Ellerine sağlık dostum” derken “Aaaa!?” dedi, “Aşk olsun… Koy onu cebine… Burada paran geçer mi hiç?”
Ben tabii “Hayır hayır… Kesinlikle olmaz!” diye ısrar etmeye başladım. “Alırdın almazdın” mevzuu uzarsa milletin gözü önünde pek de hoş bir durum olmayacaktı… Ama para vermezsem oradan çıkamazdım… Biliyorum ki, lokantacı esnaf dostum da tavrında samimi… Bizim bu halimizi gören kasadaki oğlu bize seslendi:
-Babacım tamam, ben hallederim,  deyip bizi kendine yönlendirdi.
Oh rahatlamıştım… Bütün parayla kasaya yaklaştım. Çocuk, hürmetinde kusur etmeden parayı aldı… Yediğimiz yemekleri hesaplamış olacak ki paradan ücreti alıp üstünü “afiyet olsun Yılmaz Abi, yine bekleriz” diyerek verdi… Ben de gönül rahatlığıyla parayı alıp cebime attım. 
Lokantacı dostumla kucaklaşıp ayrıldım. 
Aynı gün, bir zaman sonra yine bir alışveriş vesilesiyle elimi cebime attım. Lokantaya ödeme yaptığım paranın üstünü çıkardım. Bir baktım parada eksilme olmamış…  Nasıl yani? Tekrar saydım… Miktarın tamamı duruyordu… Aman Allah’ım… Lokantacı arkadaşımın oğlu meğer müşteri içinde “alırdın almazdın” muhabbetinin diğer müşterileri rahatsız edeceğini düşünmüş. Babasından dosttan para alınmayacağı ahlakını öğrenmiş. Bizim para ödemeden çıkarsak mahcup olacağımızı düşünmüş… Müthiş bir incelik yapmış. Yemek parası alır gibi yapıp bizi rahatlatmış. Bütün parayı alıp para üstü veriyor gibi tekrar aynı miktarı bozuk olarak geri vermiş… Şu esnaf kibarlığına ve inceliğine bakın… Nasıl duygulandım anlatamam… Esnafın oğlu gerçekten esnaf olurmuş… 
           Yılmaz Kardeş-Düzce