Eti konuşturan!..

Ibni Sem’ûn hazretleri “rahmetullahi aleyh” vaaz ve nasîhatlarıyla meşhûr bir âlimdir. Bir gün kürsü üzerinde vaaz veriyordu ki; “Eti konuşturan, yağı gördüren, kemiği işittiren Allahü teâlâyı tesbih ederim” buyurdu.
Anlayamadılar.
Ve suâl ettiler.
Mübârek zat cevâbında; “Burada ‘et’ten maksat ‘dil’, ‘yağ’dan maksat ‘göz’, ‘kemik’ten maksat da ‘kulak’ idi” buyurdu.

ONLARI SATMA!
Bir sevdiği anlatır: Bir defâsında şiddetli bir darlığa düştüm. Hiç param kalmamıştı. Bir şeyler satmak için evi aradım taradım. Bir “yay” ile giydiğim “mestler”den başka bir şey yoktu.
Bunları aldım.
Evden çıktım.
Götürüp satacaktım. O gün İbni Sem’ûn‘un vaaz günüydü. Önce vaazı dinleyeyim, sonra satarım, diyerek vaazı dinlemeye gittim. Sonuna kadar dinledim
Nihayet vaaz bitti.
Ben de kalktım.
Kalkıp gidiyordum ki İbni Sem’ûn hazretleri bana uzaktan seslenerek; “Mesti ve yayı satma, Allahü teâlâ sana başka yerden rızık gönderir” buyurdu. Gerçekten de lüzum kalmadı.

UYANDIRMAMAK İÇİN
Bir başka zat anlatıyor: İbni Sem’ûn bir gün Bağdâd’da, minberde vaaz veriyordu. Minberin önünde oturanlardan bir kişi uyudu. Onun uyuduğunu görünce sustu.
Biraz bekledi.
Adam uyandı.
Uyanan kimseye döndü ve; “Resûlullahı gördün değil mi?” dedi. O kişi; “Evet gördüm” deyince, “Seni uyandırıp, tatlı rü’yânı yarıda bırakmamak için sustum” buyurdu.