Ey oğlum, rızkına râzı ol!

Ca’fer-i
Sâdık? hazretleri bütün din bilgilerinde olduğu gibi, zamanının bütün
fen ilimlerinde de söz sahibiydi. En meşhûr talebesi İmâm-ı a’zamdır.

Bugün de, Oniki İmâm’ın altıncısı Seyyid İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’tan “rahmetullahi teâlâ aleyh” bahsederek bereketlenelim… 
Ca’fer-i
Sâdık hazretleri, Hazret-i Ali’nin torununun torunu olup, Eshâb-ı
kirâmı görmekle şereflenen Tâbiîn devrinin yükseklerinden ve evliyânın
büyüklerinden
olup, silsile-i âliyyenin dördüncüsüdür. 765 senesinde Mekke’de vefât etti. Kabri, Cennet-ül-Bâki’dedir.
İmâm-ı
Ca’fer hazretleri bütün din bilgilerinde olduğu gibi, zamanının bütün
fen ilimlerinde de söz sahibiydi. Kimyanın babası sayılan Câbir de,
Ca’fer-i Sâdık’ın talebesidir. En meşhûr talebesi ise, Hanefî
Mezhebi’nin kurucusu ve Ehl-i sünnetin reisi olan İmâm-ı a’zam Ebû
Hanîfe Nu’man bin Sâbit’tir…
***
Ca’fer-i Sâdık hazretlerinin, oğlu Mûsâ Kâzım hazretlerine yaptığı nasîhat pek meşhûrdur. Buyurdu ki:
-Ey
oğlum, kendi rızkına râzı ol! Kendi rızkına râzı olan, kimseye muhtaç
olmaz. Gözü başkasının malında olan, fakîr olarak ölür. Allahü teâlânın
taksim ettiği rızka râzı olmayan, O’nu kaza ve kaderinde, dilediğini
yaratmakta töhmet altında tutmuştur. Kendi kusurlarını küçük gören,
başkasınınkilerini büyütmüş olur. Her zaman kendi kusurlarını büyük gör.
Başkasının gizli bir şeyini açığa vuranın, evindeki gizli şeyler
herkesçe bilinir. Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya kendisi düşer.
Ahmaklar arasında bulunan horlanır, âlimler arasında bulunan hürmet
görür…
Ey oğlum, insanlara kızmaktan çok sakın, yoksa sana da kızarlar. Boş iş ve söze karışmaktan sakın, sonra aşağılanırsın…
Ey
oğlum, lehinde veya aleyhinde de olsa, hakkı, doğruyu söyle! Böyle
yaparsan herkes seninle istişare eder (danışır, fikrini alır)…
Ey
oğlum, arkadaşlık yaptığın, ziyâretine gittiğin kimse, iyi ahlâk sahibi
olsun, kötü ahlâkı olanlarla arkadaşlık etme, onlarla görüşme! Çünkü
onlar, suyu olmayan çöl, dalları yeşermeyen ağaç, ot
bitmeyen topraktırlar…
Ey oğlum, Allahü teâlânın kitabını okuyucu,
iyilikleri emredici, kötülüğü nehy edici, sana gelmeyene sen gidici,
seninle konuşmayanla konuşucu ol! İsteyene ver. Gıybetten, koğuculuktan
sakın. Çünkü söz taşımak, insanların kalbinde düşmanlığı arttırır.
İnsanların ayıplarını görme, insanların ayıplarını gören, onların hedefi
olur…

Comments are closed.