Ey vâli! Kıyamet dehşetli yerdir!

Mevlâna Halid hazretleri Bağdat’a döndüğünde âlimler gelip edeple diz çöktüler önünde.
Vakur ve heybetliydi bu zat!
Sohbete gelen, ayrılmıyordu.
Cemaat her gün artıyordu.
Bağdat vâlisi Said Paşa da işitip koştu bu zatın ziyaretine. Gördü ki; birçok âlimler bu zatın önünde edeple oturmuş, başlarını da önlerine eğmişler.
Bu hâl garibine gitti.
Ve içinden söylenip;
“Bu kadarı da fazla” dedi.
O esnada Mevlâna Halid hazretleri, “bir nazar” etti vâliye… Vâli, onun heybetinden titremeye başladı! Nice zaman sonra sakinleşti ancak.
Mübarek zat bunu fark etti.
Ve ona nazar edip;
“Ey vâli! Kıyamet daha dehşetli yerdir. O gün öyle gündür ki analar körpe yavrularını unutur, hamile kadınlar vakitsiz doğururlar. O gün herkesi sarhoş olmuş görürsün, ama değillerdir. Fakat Hak teâlânın azabı çok şiddetlidir” buyurdu.
Vâli bunları dinledi.
Ve korkudan titremeye başladı!
? ? ?
Bu zat bir sohbetinde “Dünyada en mesut insan; hak söze ‘peki’ diyendir. Olmak için ölmek lâzım” buyurdu.
Ve bunu izah için;
“Yani iyi mümin olmak isteyen kızmasın ve sabretsin. Huzurlu olmak isteyen de yüzünü ahirete çevirsin. Bırakın gayriyi, kendinize dönün. Ahirette size sizden sorulacak, başkasından değil” buyurdu.