Ey yalancı rüya sahibi!

(Dünden devam)

Nitekim öyle de oldu.
Kardeşleri bunu duydular.
Mânâsını anladılar.
Kıskançlıkları arttı.
Had safhaya ulaştı.
Toplanıp konuştular ve:
“Yusuf’u babamızdan uzaklaştırırsak, mecburen bizleri sever” dediler.
Bir kuyuya atmakta anlaştılar.
Birlikte huzuruna varıp:
“Babacığım, izin verirsen Yusuf ile birlikte kırlara gidip çayır çimen üzerinde oynayalım, koşu ve ok atma yarışı yapalım. Yusuf da şöyle hava alsın, oynasın, zıplasın” dediler.
Çok dil döktüler.
Yakub aleyhisselam:
“Siz Yusuf’tan gafil iken kurdun gelip Onu yemesinden korkarım” dedi.
Hazret-i Yakub:
“Onu kurt yer” demekle çocuklarına ipucu vermiş oldu.
Oğlu Yusuf’a sordu:
“Gitmek ister misin?”.
“İsterim” deyince razı oldu.
? ? ?
Ertesi gün elbiselerini giydirdi.
Ve kardeşleriyle gönderdi.
Kardeşleri sevindiler.
Yusuf’la yalandan ilgilendiler.
İzzet ikram gösterdiler.
Ama uzaklaşınca:
“Ey yalancı rüya sahibi! Hani sana secde ettiklerini söylediğin o yıldızlar. Gelsin de seni, bizim elimizden kurtarsın” dediler.
Ve o kuyuya vardılar.
Kuyunun üstü dardı.
Alt tarafı genişti.
Yusuf’u getirdiler.
Elbiselerini soydular.
İpe bağlayıp kuyuya sarkıttılar. (Devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com  Tel: (0 212) 454 38 10  www.siirlerlemenkibeler.com