Ezan, herkese bildirmek demektir

Sâlihzâde Mehmed Emin Efendi 107. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1117’de (1705) Edirne’de doğdu. Tahsilini tamamladıktan sonra müderrislik ve kadılıklarda bulundu. Anadolu, sonra Rume­li Kadıaskeri oldu. Nihayet Şeyhülislâmlığa tayin edildi. Emekli olunca Bursa’ya yerleşti. 1191’de (m. 1777) orada vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Ezan, herkese bildirmek demektir. Beş vakit namaz ve kazâ namazları için ve Cuma namazında hatîbin karşısında, erkeklerin ezan okuması, sünnet-i müekkededir. Kadınların ezan ve ikâmet okuması mekrûhtur. Ezan, başkasına vakti bildirmek için, yüksekte okunur. Ezan okunurken, iki eli kaldırıp, birer parmağını iki kulağın deliğine koymak müstehabdır. İkâmet okumak, ezandan daha efdâldir. Ezan ve ikâmet, kıbleye karşı okunur. Okunurken konuşulmaz, selâma cevap verilmez.

Ebû Bekr-i Sıddîk (radıyallahü anh) , ezan okunurken, Resûlullah Efendimizin ismini işitince, iki başparmağının tırnağını öptü. Sonra, gözlerine sürdü. “Niye böyle yaptın?” buyurulunca; “Sizin mübârek isminizle bereketlenmek için yâ Resûlallah!” dedi. “Güzel yaptın. Böyle yapan, göz ağrısı çekmez” buyuruldu. Tırnakları göze koyunca; “Allahümmahfaz ayneyye ve nevvirhümâ” yani “Yâ Rabbî gözlerimi muhafaza eyle ve nûrlandır” demelidir.

Ebû Bekr-i Sıddîk’ın (radıyallahü anh) haber verdiği hadîs-i şerîfte; “Müezzin ‘Muhammeden Resûlullah’ deyince, bir kimse, iki başparmağını öper, sonra gözlerine sürer ve; ‘Eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh, radîytü billahi rabben ve bil-İslâmi dînen ve bi-Muhammedin sallallahü aleyhi ve selleme nebiyyen’ derse, şefaatim ona helâl olur” buyuruldu.

Bir hadîs-i şerîfte; “Ezan okunurken ismimi işitince, iki başparmağını gözüne koyanı, kıyâmet günü arar, bulur ve Cennete götürürüm” buyuruldu. Kuhistânî, “Kenz-ül-ibâd” kitabından alarak diyor ki:

“Ezan okunurken, Resûlullah Efendimizin ismini ilk işitince; ‘Sallallahü ve selleme aleyke yâ Resûlallah!’ demek ve ikinci işitmekte; ‘Kurret ayneyye bike yâ Resûlallah’ demek, sonra, iki başparmağını gözleri üstüne koyup, çekmeden; ‘Allahümme metti’ni bissem’î vel-basari’ demek, müstehâbdır. Resûlullah efendimiz bu kimseyi Cennete götürür.”

“İyi anlamalıdır ki, ilim üstâddan öğrenilir. İlmi, dîni, kendi kendine kitaptan öğrenenler çok yanılır. Yanlışı, doğrusundan çok olur.”